Konya
°C
Yeni Meram

EN SIK GÖRÜLEN KANSERLER VE NEDENLERİ

EN SIK GÖRÜLEN KANSERLER VE NEDENLERİ- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
11.11.2020 01:00
10.11.2020 14:02
0
5714
ABONE OL
1.Cilt kanseri, meme kanserleri 2.Akciğer kanseri 3.Prostat kanseri 4.Mide kanseri 5.Kalın bağırsak (kolon) kanseri 6.Rahim ağzı (serviks) kanseri. 7.Lenf bezi tümörleri. Kanser, tümör, kitle kavramlarıyla ilgili bilgileri daha önceki yazımızda açıklamıştık. Ayrıca kanser nedenleri hakkında da kısa bilgiler vermiştim. Bu yazımda da kısa bir hatırlatma yapmak isterim. Değiştirilemeyen, elimizde olmayan nedenler vardır; bunlar yaş, cinsiyet ve ailevi yatkınlıktır. 1.Sigara ve alkol kullanımı, 2.Radyasyona maruz kalma, 3.Bazı virüsler, 4.Kötü beslenme alışkanlığı, obezite 5.Gıdalardaki katkı maddeleri, 6.Uzun süre güneş ışığına maruz kalma, 7.Aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma, 8.Bazı kimyasal maddeler (katran, benzin, boya maddeleri, asbest vb ), 9.Hava kirliliği, 10.Uzun süren yaralar 11.Kronik tahriş hipotezi Bu risk faktörlerinden biri veya daha fazlasına maruz kalmak bu kişide kesin kanser gelişeceğini göstermez ama kansere yakalanma ihtimalini arttırır. Bazı insanlar birçok risk faktörü bulundurmasına rağmen yaşamı boyunca hiç kansere yakalanmazken, kanser tanısı konulan bazı hastalarda ise hiçbir risk faktörüne rastlanmayabilir. Kanser, dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı giderek artan hastalıkların başında geliyor. Dünyada milyonlarca, ülkemizde ise yaklaşık 150 bin kişi her yıl kanserle tanışıyor. Ancak geçmişle kıyaslandığında gelişen modern tıpla birlikte kanserin erken teşhisinde ciddi yol alınmış durumda. Kansere karşı düzenli kontroller ve yılda en az 1 defa yapılacak Check-up’la erken dönemde fark edilerek, teşhis konulup tedaviye başlanabiliyor. Erken teşhis hastanın yaşam süresinin yanı sıra yaşam kalitesini de artırıyor. Bu nedenle kanserin tedavisinin yanı sıra erken teşhis hem tedavi şansını artırır hem de yaşam konforu sağlar. Kanser son derece sinsi bir süreci kullanır. Kanser hücreleri, günümüzde tam kimyasal özelliği belirlenememiş birtakım toksik/zararlı maddeler salgılarlar, bunlar organizmanın patolojik/anormal proteinleridir. Bazıları tanımlanabilmiştir. Bu proteinler laboratuvar tetkikleriyle tespit edilebiliyor. Kanserin erken tanısında tanı yöntemi olarak da kullanılabilmektedir. Bu anormal proteinler vücudun fizyolojik dengesini bozuyor, maskeli, sinsi birtakım şikayetlere neden olabiliyor. Çoğu zaman bu şikayetler aylarca, yıllarca sürüyor. Şiddetli olmadığı için önemsenmeyebiliyor hatta hekimler dahi atlayabiliyor. Teşhiste gecikmenin en büyük nedenleri de hastanın ve hekimin bu şekildeki yaklaşımlarıdır. İnsan organizmasının müthiş bir dengesi/homeostazisi vardır. En küçük yapı taşımız hücredir. Hücrelerin birleşmesinden dokular, dokuların birleşmesinden organlar, organların birleşmesinden sistemler, sistemlerin birleşmesinden organizma teşekkül eder. Bu zincirleme yapının herhangi bir yerinde meydana gelen patoloji/bozulma bütün sistemi, dolayısıyla vücudu etkiler. Aslında bozulmaya birlikte beynimizdeki arıza merkezine/erör hafızasına uyarı/sinyal akışı başlar. Organizmanın bir dili vardır, aşırı yemek yediğimizde hissettiğimiz rahatsızlık, açlık, susuzluk, üşüme, sıcaklık hisleri bu dilin konuşma biçimidir. Peki olası bir kanser olgusunda vücudumuz bize bir şeyler söylüyor mu? Elbette söylüyor ancak hastalar ve biz hekimler bazen bu sese kulak vermeyebiliyoruz. Bunlar genel hastalık semptomları dediğimiz belirtilerdir. Hemen hemen tüm hastalıkların ortak semptomlarıdır. İştahsızlık, istemsiz kilo kaybı, halsizlik, sinsi ateş, çabuk yorulma, psikotik depresif bozukluklar, terleme. Bu şikayetlerin kanserle ilişkilendirilmesinin en önemli kriteri seyri ve sürecidir. Bu şikayetlerle ilgili başka bir neden yoksa, 3 haftadan, 45 günden, 3 aydan fazla devam etmesi halinde mutlaka kanser araştırması konusunda incelenmesi gerekir. Kan kanserleri ve lösemiler hariç diğer kanserlerde 3 mm olana kadar geçen süre 3 ile 15 yıl arasında değişmektedir. Bir anımı anlatmak istiyorum. Bir dostum, on beş yıl önce 40 yaşlarında bir yeğenini bana getirmişti. "Bu yeğenim yıllardır hastayım diyor ancak defalarca doktorlara gitti, birçok tetkik yapıldı bir şey olmadığı söylendi. Sana geldik, ne diyorsan onu yapacağız." dedi. Muayenesini yaptım, fiziki muayenede hiçbir bulgu yok. Şikayetlerinde yukarıda bahsettiğim semptomların çoğu mevcut idi. Mide kanseri şüphesine takıldım. O yıllarda endoskopik kamerayla mide tetkiki yapan muayene hekimi çok yoktu. Değerli hocamız Prof. Dr. Ömer Karahan'a gönderdim. Kendisinden uygun görürse biyopsi yapmasını da istirham ettim. Endoskopi ve biyopsi yapıldı, patolojik tanı adeno ca/mide kanseri geldi. Küçük bir mide cerrahi operasyonu uygulandı. Hiçbir kemoterapi de uygulanmadı. İki yıl kadar takibi yapıldı, hala sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürüyor. Aslında insan organizması sağlıklı yaşama göre programlanmıştır. Onun için Rabbimiz bize sağlığı korumayı bir ibadet olarak farz kılmıştır. Biz sağlıklı yaşamın kurallarının dışına çıkmamız sonucunda sağlığımızı kendimiz bozuyoruz. Vücudumuzun sesine kulak verelim, sağlıklı kalalım. YAŞAM SAĞLIKLA DEĞERLİDİR. Devam edeceğiz...
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.