Konya
°C
Yeni Meram

EMANET VE LİYAKAT DEMİŞKEN!

EMANET VE LİYAKAT DEMİŞKEN!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
20.03.2019 00:10
19.03.2019 17:56
0
6271
ABONE OL
Emaneti ehline vermek konusunda, liyakat ve tecrübeye öncelik verme konusunda kimse elimize su dökemez diye bir cümle kursak, hemen her taraftan itirazlar yağacak! Çünkü, kimse elimize su dökemez derken, işin edebiyat tarafını kast etmiştik. Çünkü, biz bu işin edebiyatını seviyoruz. Edebiyatını yaparken de, emanet ve liyakat konusunda bütün hassasiyetimizi gösterdiğimize inanmak gibi bir ruh haline sahibiz. Bu konuda face sayfalarımızda yapmış olduğumuz açıklamalar sonrasında almış olduğumuz beğeni ve yorumlar bizleri mest etmeye yetip de, artıyor. Bu bakış açısı, Ziya Paşa’nın, “Onlar ki  laf ile verir dünyaya nizamat” deyişine benzer bir yaklaşım. Laf dediğimiz nesnenin sermayesi sıfır! “Laf ola beri gele, konuşana kolay gele” demişiz çok mu? Emanet ve liyakat konusunda ki merakımızdan, hayranlığımızdan, ilgi ve alakamızdan dolayı seminerlere, konferanslara az mı gittik! Az mı kendimize sözler verdik. Bir yere getireceğimiz adam olduğunda, az mı şu insan münasiptir dedik. Ne oldu? O isimler geldi mi? Ne gezer? Gelse de nadiren! O zaman bu işin edebiyatını yapmayı neden bu kadar çok seviyoruz? İşte anlaşılamayan tarafımız bu! Emanet ve liyakat konusunda samimi olamıyoruz! İşin kötüsü… Bu yönümüzü kendimize dahi itiraf edemiyoruz! Akıllı adamı severim, kabiliyetli yetenekli adamı severim, lakin yakın çevremde tutmam, bulundurmam diyenlerde bizler değil miyiz?   ***** Emaneti ehline vermek, işi ehline teslim etmek, liyakat konusunda titizlik göstermekle ilgili bugüne kadar neler söyledik neler! Bazen kendimiz söyledik, kendimiz dinledik! Bazen de, doğru amma, Haklısın lakin, Olması gereken öyle ancak, Gibi manasız, mantıksız, tutarsız, Saç-baş yolduran kararlar aldık, Alınan kararları tasdik ettik! Ne oldu? İşinin ehli, liyakat sahibi, tecrübeli insanlar kenarlarda kaldılar! Onları en darda kaldığımız, İşin içinden çıkamadığımız, Bunaldığımız zamanlarda görevlere çağırdık. Sisler dağıldığında, Yaptıkları hizmetlerden dolayı kuru bir teşekkür edip, Onların çeyreği bile etmeyen, Ancak bizim işimize yarayan ve yarayacak insanlarla yolumuza devam ettik. Kendimizi bildik bileli, emaneti işin ehline teslim konusu, dillerden düşmeyen bir konu oldu. Siyasette, ticarette, görevlendirmelerde,  idareciliklerde, atamalarda, seçimlerde bu sözler alkış aldı, puan topladı, prim yaptı. Sonuç ne mi oldu? Pek tabi ki, her zaman olduğu gibi, hiçbir şey değişmedi. Dürüst, temiz, işine dikkatli, düzgün, karakter sahibi, o iş için biçilmiş kaftan olan insanlar onca sözün ardından tecrübe ve liyakat açısından yeterli olmasına rağmen, o işlerin başına geçirilmediler. Kazara geçirilenler olduysa, bu yanlışlık kısa bir süre sonra fark edilip, görevlerinden alındılar!   ***** Emanet ve Liyakat üstüne konuşanları ve konuşulanları kaçırmayabilir, dinleyici olmaktan ve izlemekten büyük bir keyif alabiliriz. Çünkü bu konunun dostlar alışverişte görsün mukabili alıcıları, Ne kadar da istekli desinler diye en önlerde saf tutanları, Liyakatli adam arıyor desinler diye hava atanları, Anlatılanları can kulağı ile dinliyor gibi yapanları, Anlatsalar da dinlesek babından sözüm ona dinlemek isteyenleri, Yerden göğe kadar haklısın diye tasdik edenleri, Valla çok doğru dedin diyenleri, Mutlaka böyle olmalı diye katılanları, Neden böyle olmuyor, yapılmıyor diye ortaya atılanları, Aramadığınız kadar çok! Bu konuya neden mi girdik? Çünkü, bugünlerde kürsülerimizde, sokaklarımız da, caddelerimizde ve meydanlarımızda vaz geçilmeyen konu bu. Şehirlerimize, ilçelerimize ve kasabalarımıza Başkan seçiyoruz. Mahallelerimize de Muhtar. Emaneti ehline verme konusunda, liyakat konusunda, işinin ehli olma konusunda, tecrübeye, vefaya, hizmet ve gönül eri olunmasına oy vereceğiz. Lakin, bu saymaya çalıştığımız hususlar, yarım asır öncesinde vardı. Başkan olacak insana, eşraf teklif götürürdü. Konya’da buna en güzel örnek rahmetli Ahmet Hilmi Nalçacı’ya götürülen teklif olarak anlatılır. Günümüzde ise, talip olunanlar değil,  bu işe talip olanlar ön plandalar. Kapıları çalınanlar efsane gibi anlatılırken, kapı çalmaya talip olma oldukça geçerli ve revaçta olan bir konu.  Öyle olunca da, kapılar çalınmakla kalmıyor,  aşındırılıyor! Böylesi bir hengamede; Emaneti ehline teslim ettiğimiz, liyakat sahibi insanları bulup seçtiğimiz kaç seçim hatırlıyorsunuz?          
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.