Konya
°C
Yeni Meram

EKONOMİK REFORMLARI ÜZERİNE

EKONOMİK REFORMLARI ÜZERİNE- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
19.03.2021 01:52
18.03.2021 14:54
0
2332
ABONE OL
Sayın Cumhurbaşkanımız insan hakları eylem planından sonra, geçen hafta ekonomi alanında alınacak tedbirlere yönelik temel ilkeleri açıkladı. Ekonominin işsizlik, cari açık gibi kronik sorunları yanında salgın hastalığın yurtiçi ve yurtdışındaki tesirleri göz önüne alındığında böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu genel kabul görmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uygulamasında ekonomi yönetimi bakımından da önem taşımaktadır. Reform paketinde salgın sonrası dönemin ekonomik yapılanmasına uygun, sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli büyümeye erişim için olarak şu hususlar sayılmıştır: 1.Makroekonomik İstikrarın Temini, 2.Rekabetçi Üretim ve Verimlilik Artışları, 3.Şeffaf, Öngörülebilir ve Hesap Verilebilir Yönetişim. Makroekonomik politikalar 1. Kamu Maliyesi 2. Fiyat İstikrarı 3. Finansal Sektör 4. Cari Açık 5. İstihdam, Yapısal politikalar için 6. Kurumsal Yönetişim 7. Yatırımların Teşvik Edilmesi 8. İç Ticaretin Kolaylaştırılması 9. Rekabet ve 10. Piyasa Gözetimi ve Denetimi üzerinde durulmuştur. (https://ms.hmb.gov.tr/uploads/2021/03/Ekonomik-Reformlar-Kitapcigi.pdf) Burada dikkati çeken bazı düzenlemeler içinde; 850 bin civarındaki küçük esnafa vergi muafiyeti tanınması, mali disiplin sağlanması için kamu kesimi harcamaları, borç yönetimi, vergi düzenlemesi, kamu alımları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve kamu-özel işbirliğinde adımlar atılması vurgulanmıştır. Yine kamu kesimi ile yerli sanayi işbirliği modellerinin geliştirilmesi üzerinde durulmuştur. Görüldüğü kadarıyla ekonominin zamanla aksayan yönlerinin fotoğrafı çekilmiştir. Ekonomik reform paketinde fiyat istikrarına vurgu yapılmıştır. Ayrıca istihdamda yeni nesil istihdam modelleri, ilave istihdama finansman desteği, geleceğin işleri odaklı işgücü dönüşümü yer almıştır. Ekonomik Koordinasyon Kurulunun oluşturulması kararlaştırılmıştır. Bir başka dikkati çeken konu, özel kesim yatırımlarının korunması hakkında kanun hazırlanması ihtiyacıdır. Yine dijital piyasalar kanunu ile iç ticareti kolaylaştırılması için çalışma yapılacağı belirtilmiştir. Sosyal yardımlar konusunda bazı aksaklıkları da dile getirilmiştir. Zira devletten hak etmediği halde ciddi sayıda maddi yardım alan bir kesim vardır. Yani, yardım almaya lüks arabalarıyla gidenler! Bu sebeple bütünleşik sosyal yardım sisteminin faal hale getirileceği belirtilmiştir. Kamuda, hem merkezi yönetim hem de mahalli idarelerde borçlanma konusuna dikkat çekilmiş ve bu konuda tasarruf artırıcı önlemlere dikkat çekilmiştir. Gerçekten kamu kesiminde aşırı ve hesapsız harcamanın olduğu bazı alanlar bariz olarak görülmektedir. Buralar üretken olmayan kesimlerdir. Bunların yerine stratejik alanlara kaynakların transferi sağlanmalıdır. Ayrıca son günlerde dış politikada yakın çevredeki ülkelerle mesela Mısır’la karşılıklı yumuşama adımları ekonomik tedbirleri destekler mahiyettedir. Böylece Türkiye’nin çevre ülkelere göre üstün olduğu ev eşyası, beyaz eşya gibi sektörlere yönelik bazı Arap basınında ağır suçlamaların önüne geçilecektir. Çünkü İsrail ile bazı Körfez ülkelerinin “normalleşmesi” aslında pazar paylaşımına dayanıyor. Zira bölgede Türk malları hem fiyat hem de kalite bakımından üstün durumda. Ayrıca Papa’nın Irak ziyareti siyasi olduğu kadar, bölgesel iktisadi dengeleri de etkileyecektir. Lübnan tarafı, Papa’nın bu ülkeye kısa süre içinde ziyaretini istemektedir. Suriye, Lübnan ve Irak’ın acilen yeniden imarı üzerine çalışılacaktadır. Ülkemiz hem çok yakın komşularımız hem de diğer ülkelere göre sahip olduğumuz avantajlar nedeniyle bu ve diğer yakın ülkelerle özellikle ticari ilişkileri daha da geliştirdiği takdirde ihracat imkanları gelişecektir. Çünkü başta sınıra yakın Antep, Urfa, Maraş, Hatay gibi şehirlerin yanı sıra daha içerlerdeki Ankara, Adana, Konya, Denizli, Eskişehir küçük ve orta ölçekli işletmeleri bu ülkelerin pek çok ihtiyacını kısa ve uzun vadeli olarak karşılayacak potansiyele sahiptir. Tabii bunun önünde uluslararası engeller birinci sıradadır. Ama bunu da diplomasi aşacaktır. Nitekim reformlar içinde ihracat teşviklerine önem verilmiştir. Ekonomi çıkarlar üzerine kuruludur. Bu sebeple farklı kesimlerin bu salgın hastalığın da oluşturduğu olumsuz ortamda, rant sağlama çabalarını da alınacak kararlarda görmezden gelmemek gerekir. Zira pek çok kesim bu dönemde somut ve muhtemel kayıplarını telafi etmek için baskı grubu olarak çalışabilir. Ancak burada vicdanları hoş tutacak kararlar almak ve bunlarda ısrarlı olmak gerekir. Ekonomiye yön veren kararlar siyasi kararlar olup, demokrasilerde halkın beklentileri bu kararları şekillendirir. Burada “popülizm” yani, kısa vadeli çıkarları ön palana alarak uzun vadede batağa saplanma ciddi bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Zira popülizmle her kesime bol keseden kamu imkanları dağıtılmakta, kolay kazanma ve harcamanın yolu açılmaktadır; ama sonradan büyük borçlarla bunlar belki yüzyıllarda telafi edilememektedir. Bu sebeple popülizme siyasi açıdan zemin açmamak, buna karşı rasyonel olmak gerekir. Bu husus, sosyal hukuk devletine de aykırı olmayıp, belki uygundur. Beklentiler iktisadi davranışlarda önemli yere sahiptir. İnsanlar gelecek hakkında karar verirlerken, geçmişteki tecrübelerine yer verirler. Yaşanan olaylarda insanların inançları, önem verdikleri değerler ve bunun da gerisinde niyetleri önem taşır. Ekonomi tedbirleriyle ilgili konulara bu açıklanan tedbirler her ne kadar siyasi iktidarın inisiyatifini gösterirse de sonuçları oy veren veya muhalefete oy veren herkesi etkilemektedir. Yani ekonomi göstergeleri iyi giderse bunun nimetlerinden herkes faydalanacak, olumsuzluk halinde de herkes zarar görecektir. O halde ferdi veya toplum olarak da topyekûn refah seviyesinin yükselmesi için iyi niyetlerle çalışmayı sürdürmek gerekiyor. Açıklanan temel ilkelerin uygulamadaki başarısı karar alan siyasi organlar, kamu kesiminde bürokratlar, piyasa aktörleri olarak işletmeler ve meslek kuruluşları, çalışan kesim ve halkın ilgisi ve takibine bağlıdır. Bu zincirde bir aksaklık başarıyı gölgeler. Çünkü kamu otoritesinin aldığı bürokrat tarafından iyi uygulanmalı, piyasa aktörleri bu kararın gerekliliğini ve kendilerine faydasını kavramalı ve halk bu kararların nimetlerinin kendilerine döneceğini bilmelidir. Bu sebeple ilkelerin politikalar ve taktik adımlarla takip edilmesi ve desteklenmesi gerekir. Burada da “tümden gelim”, yerine “tüme varım” metodu daha uygundur. Zira bu son metotla sektörler, hatta alt-sektörler bölgesel düzeyde ekonominin aktörlerinin katılımlarıyla analiz edilerek somut adımlar atılır ve fazla dolambaçlı yollara gidilmeden çözümlere ulaşılabilir. Aynı zamanda bu, ekonomide güveni sağlar. Sayın Cumhurbaşkanının vurguladığı gibi, tedbirler aslında güven oluşturma üzerine kurulmuştur.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.