Ecdada Bakıp Geçmişin Hakkını Vermek!

İnsanoğlunun benliğindeki değer, Ecdadının yaşadığı döneme bıraktığı olumlu izle ölçülür. Kişinin bireysel mücadele içindeki kazanımları da gelecek nesillerinin yüz akı olarak tescil görür. Dini, ırkı, s soyu ne olursa olsun yaşam mücadelesini verirken İnsan ve İnsanoğlu olduğunu unutmamak gerek. İnsanlığını unutanlar ya da bilinen insani değerlerini, kökünü dalını bilmediği sapık ideolojilere kapılıp felaketlerin girdabında boğulup tükenenler, insanlığın tarihindeki iğrenç anıların içinde lanetle anılırlar. Lanetle anılanların en başında katiller gelir. Zira Yüce Kitabımızda yer eden ayetlerde insan öldürmenin, bütün insanlığı öldürmüş, bir insanın hayatını kurtarmanın da bütün insanların hayatını kurtarmış sayılması 1400 yıldan bu yana anlamı ile insanlığa ışık tutmaktadır. Onun içindir ki akıl sağlığımızın bozulmaması ve insani değerlerimizin üstün kılınması için YÜCE RABBİMİZE hep dua ve niyazda bulunuruz. Sadece tabir yerinde ise, üç paralık koltuk sevdası için yüz binlerin ve hatta milyonların yurdundan yuvasından savrulup mülteci teknelerinden Denizlere dökülen ve muhacir olup yad ellerde sürünüp duran insanların, ölümden beter çektiklerinin vebal ve günahını duymayanlara yazıklar olsun. Akıl izan sahipleri bilmeli ve görmelidir ki Vatansızlığın tükenmişlik derecesindeki acısı dayanılacak türden değildir. Vatan’ın kıymetini bilmek ancak Vatansız kalındığında daha iyi görülür. Bize bu güzel yurdu ve vatanı kurtarıp armağan eden ecdadımızı rahmetle minnetle anmak boynumuzun borcudur. Bu Vatan ve Milletimiz için yazılan İSTİKLAL MARŞIMIZIN her mısrası sanki yeni bir vatan anlamına gelirken, yüreğimizdeki o ulvi vatan aşkının derecesi tarif edilmeyecek kadar büyüktür. Bize bu Vatanı armağan eden ecdadımızın başında gelen Ulu Önder ATATÜRK ve silah arkadaşları ecdat sıralamasında en ön sıralarda yer almalıdır ki, onlara vicdani borcumuzu bir nebze ödemiş olalım. Ecdadımızın adlarını yarattığımız eserlere vermek boynumuzun borcudur. Bu vecibeyi yerine getirdiğimizi asla söyleyemeyiz. Zira bulduğumuza ve gördüğümüze değil, elde ettikleri değerlerin geçmişini görmeden tarihin derinliğindeki müstesna değerlerimizi öne çekme sakilliği anne baba nine dede yerine emminin dayının ya da daha gerilerdekinin öne çekilmesi gaflettir, delalettir. Şu paralarımızın arkasındaki resimleri gözlerimizin önüne getirelim. 200 TL’nin arkasındaki YUNUS EMRE’mizi… 100 TL’nin arkasındaki BUHURİZADE MUSTAFA EFENDİ’yi... 50 TL’nin arkasındaki FATMA ALİYE’yi… 20 TL’nin arkasındaki MİMAR KEMALEDDİN’i… 10 TL arkasındaki Ord.Prof.Dr.CAHİT ARF ve 5 TL arkasındaki Ord.Prof.Dr.AYDIN SAYILI’nın ülkemiz bilim çevrelerindeki yüce yerleri; onların yanında İstiklal Savaşımızın Mümtaz Kahramanlarının belleklerden silinmeyen birer abide oldukları ortadadır. İstiklal Savaşımızın mümtaz kahramanlarının isimleri bu sütunlara sığmaz. Ama, ülkemizi ve ulusumuzun yüceliğini ancak yüreğimizdeki vatan aşkı ve abidesi ile ölçmek bile yeterli değildir. TC. Hükümetlerinin yarattığı eserlere ancak ve ancak onuru ile yücelik kazanmış Türkiye Cumhuriyeti büyüklerinin adının verilmesinin vicdani ve insani borcumuz olduğunu teyiden dile getiririz.