Düğünlerine çöz...

Hayat içerisinde çoğu kez karşılaştığımız problemlerimizin çözümünde oldukça karışık yol ve yöntemler deneriz. Bu çoğunlukla o problemi çözmediği gibi daha da kördüğüm haline gelmesine sebebiyet verir. Oysaki çoğu problemin çözümü oldukça kolaydır. Ancak önyargılar ve alternatif üretmekte ki eksiklikler ve buna benzer pek çok karmaşık inançlarımız bizi bu problem yumağının içinde vakit kaybetmemize ve de zamanla artık onu hayatın bir parçası gibi görmemize sebebiyet verir. İşte bu fikrimize yönelik seçtiğim bir efsaneyi sizlerle paylaşmak isityorum: Polatlı çevresinde Gordion adlı bir kentin kalıntıları vardır. Bu mitolojik kentle ilgili birçok efsaneler anlatılır. Efsane bu ya, sakın olur mu olmaz mı demeyin. Lidya Kralı Midas zamanında geçen efsanede kentin yönetici seçimi vardır.  O zamanın Gordion kentinin ünlü âlimi bir kehanette bulunur.  Kentin ve ülkenin gelecekte kralı olacak kimse bu gece yarısına doğru saman yüklü bir arabayla kente girecektir. Kâhinin bu kehaneti üzerine bütün kent halkı gece uyumaz, sabaha kadar kente gelecek yeni kralı beklemeye başlarlar. Gordion adındaki çiftçi, hazırladığı samanını kentte satmak için sabah erkenden yola çıkar. Gecenin karanlığında yolculuğunu sürdürerek kente gelir. Bu çiftçi ünlü Kral Midas’ın babasıdır. Çiftçi Gordion, kente sabahın alacakaranlığında girer. Her yer bomboştur. Bu sırada geceden beri meydanı gözleyen halk birden meydanı doldurur. İçlerinden en saygın olanlarından yaşlı bir adam: “İşte kehanet gerçekleşti. Kentimizin ve aynı zamanda ülkemizin yeni yöneticisi bu adamdır.” Diyerek köylünün krallığını ilan eder. Köylü Gordion, ne olduğunu anlamadan kendini kral tahtında bulur.  Tahta oturunca, bir süre şaşkınlıkla etrafı inceler. Heyecanı geçince de kral olmaktan memnun kalır. Ancak kentin meydanında duran bir türlü bir kenara atmaya gönlü elvermez.  Arabasını alıp kentin en büyük tapınağına götürür. Onu tapınağa armağan eder. Çiftçilik yaptığı günlerde arabanın önünde kördüğüm olan bir ipi çözemediği aklına gelir. Çevresindekilere: “Bu ipi kim çözerse ona büyük armağanlar vereceğim” der.  Ancak ipi kimse çözemez. Zaman geçer araba ve çözülmeyen kördüğüm bir kehanete kaynaklık eder. Kehanete göre, bu ipi kim çözerse Asya kıtasının kralı olacaktır. Birçok kimse şansını denerse de bu gizemli ipi çözemez. Yıllar sonra, dünyanın hâkimi olmak isteyen Büyük İskender Gordion Kentine gelir. O da efsaneyi duymuştur. Kördüğümünü çözmek için çok uğraşır. Ama uzun uğraşlarına rağmen bir türlü çözemez. Bakar ki çözmesi imkânsız. Kılıcı ile düğümü iki parçaya ayırır.  İpler kendiliğinden çözülüverir. Kördüğümü çözen Büyük İskender, Asya kıtasının önemli bir bölümünü kısa zamanda ele geçirerek, dünya hâkimiyetinin yegâne hükümdarı olduğunu ispatlar… Her ne kadar adı efsane olsa da aslında hayatın gerçeği budur. Sorunlar, problemler ve hatta aslında hayatta bizi başarılı olmaktan alıkoyan pek çok zorluklar diye düşündüğümüz durum, olay ve düşünceler karmaşık sistemlerin veya imkânsız görülenlerin ötesinde sadece üzerinde basit bir düşünce geliştirme sayesinde kolayca aşılabilir. Bunun için gerekenler düşünceleri arındırmaktan geçmektedir. Hayat içerisinde karşılaştığımız sorunlar bizi alternatifler üretme konusunda daha deneyimli hale getirecektir. Ayrıca herhangi bir olumsuz durumu bertaraf etmek için gereken en önemli konuda daha önceki deneyimlerin olumsuz transferlerinden uzaklaşmak yani önyargı ile yaklaşmamaktır. Önyargı bütün içinde olduğu gibi ayrıntılarda da yol tıkayıcı olabilir. Şunu unutmamak lazımdır. Çözülmesi imkânsız olarak görülenlerin üzerine gidilmedikçe o sonsuza dek imkânsız olarak kalacaktır. Çok karmaşık olduğu düşüncesi o problemin asıl kaynağıdır. Çözmek için seçeceğimiz yol sadece o sorunun en kolay yönden çözebilecek ilk akla gelen seçimdir. Mutlu günler…