Düğün pilavındaki tehlike!

Konya’da geleneksel hale getirilmiş bir uygulama olan, ‘Düğün Pilavı’ndaki mikrop tehlikesinden kimsenin haberi yok. Pilavlı düğün davetlerine insanlar giderler ve adeta kapışırcasına o yemeği yerler.. Kimi zaman kıramadığım insanların benzer davetlerine katıldım ve düğün pilavından bende yedim. Ancak nasıl yedim gel bir de bana sor.. Yemekte nasıl mikrop olabilir? Kalabalığın, aynı kaptan yemek yemesinin, ağız yoluyla bulaşan hastalıklar yüzünden zaten başlı başına bir tehlike olmasının yanında, bir de bariz mikrop bulaştıran unsurlar var.. Örneğin Konya’da çok sayıda bulunan sokaklardaki tatlı su çeşmeleri! Bu çeşmelerin musluklarını su içmek için köpekler yalıyor ve hayvandan insana geçen birçok tehlikeli mikrobu bulaştırıyor. Sende gidip o çeşmeden bidonunu dolduruyorsun. Getiriyorsun eve çoluk çocuk onu içiyorsunuz ve mikrobu güzelce alıyorsunuz. Sen o çeşmeden doldurmuyor, suyu paranla alıyor olabilirsin. Fakat dolduranların bulunduğu masada yemek yiyorsun.. Bundan dolayı doğal olarak hastalıklar kendini gösteriyor ve hastanelere koşuyorsunuz. Bu arada o günlerde de düğüne davet edilmişsiniz ve gidiyorsunuz.. Çoluk çocuk gittiğiniz davette örneğin ‘Amipli dizanteri’ hastalığını masada oturanlara da bulaştırıyorsunuz. Bu arada yetkililer, tatlı su sürekli tahlil ediliyor ve temiz deseler de, gece gündüz o muslukları köpeklerin yaladıklarından habersizler. Su tahlil edilmiş olabilir. Musluklar ne olacak? Tabii ki bu sokak çeşmelerinin temizliği de çözüm bekleyen problemlerdendir. Bu da ayrı bir konu tabi.. Nasıl bulaşıyor? Kimde nasıl bir bulaşıcı hastalık olduğunu bilmiyoruz. Her hangi bir hastalıkla yemeğe katılıyorsunuz. Pilavdan bir kaşık alıyor ağzınıza götürüyorsunuz. Salyanızda bulunan hastalık kaşığa bulaşıyor. Bulaşıklı kaşığı tekrar ortak yemek yenen tabağa götürdüğünüzde, mikrop tabaktaki o yemeğe bulaşıyor.. Kurulan bir masadaki yaklaşık 10 kişi aynı yemeği yediğine göre, mikrop elbette diğerlerine de bulaşıyor.. Hastanelerin özellikle, düğünlerin yapıldığı yaz aylarında çok kalabalık olduğu ve hastalıkların genellikle bulaşıcı hastalıklar olduğu bilinmektedir.. Zaman zaman ölümlere bile varan bulaşıcı hastalıklar belki de yukarıda bahsettiğimiz yollarla bulaşıyor. Bunun hiç kimse farkında değil.. Kimse kimsenin salyasını yemek zorunda değil. Mesela parmağımı ağzımdaki salyaya bulaştırıp, senin diline sürsem razı olur musun? Fakat o yemeğe bulaşan başkasının salyasını güzelce yiyorsun.. Bence benzer yemek davetleri yapılacaksa, yemekler aynı kaptan değil, ayrı tabaklarla verilmeli.. Biz hatırlatalım da…