DAMADA DAYISINDAN YÜZ LİRA!

Dolar yükselince, altın aldı başını gitti. Şu anda bulunduğu ve durduğu noktada dahi fiyatı alınabilecek gibi değil. Altın fiyatlarının artması ülkemizde en çok evlenecek, evlenme hayali kuran çiftleri ilgilendiriyor. Çünkü, evlenecek çiftlerin ev kurma, ev döşeme, düğün salonu ve diğer masrafları normallerin çok üstüne çıktı. Böyle olunca da, evlenmek isteyenler kara kara düşünmeye başladılar. Eskilerin tabiriyle kırıp-sararak düğün-dernek yapma düşleri yalan oldu. Ne yazıktır ki, bu şartlar altında; Evlenme, yuva kurma, bir yastıkta kocasınlar temennileriyle düğün yapma, bir anlamda ister askıya alındı deyin, ister rafa kalktı. Bundan sonra ne mi olur? Bulunur bir kolayı… Bulunur bir orta yol! Bulunur sevenleri kavuşturmanın çaresi… Diyenlerin teselli eden açıklamaları şimdilik yürekleri serinletmeye yetiyor. Lakin, nasıl olacak, nasıl kolayı bulunacak soruları henüz cevabını bulmuş gibi görünmüyor. Bu aşamada, çocuklarını evlendirmek isteyenlere anlayış ve yaklaşım noktalarında fedakarlıklar düşüyor. Biz bütün bu olumsuz şartlara rağmen, fedakarlıklara hazır mıyız? Bütün mesele işte burada… Herkesin evladı kendine kıymetli sevgili okurlar! Ancak evlenecek çiftler için, Ağzımıza ip ölçülmeyen, Afaki taleplerden geri atmak gerekecek? Bunu yapabilecek, biz artık hiçbir şeye karışmıyoruz, yeter ki çocuklar mutlu, mesut yaşasınlar diyebilecek miyiz? Bu nokta da, söz veremiyoruz! Evlenme konusunda, evlensinler isteriz amma, Bizimde kendimizce bazı taleplerimiz, İsteklerimiz, Şartlarımız var diyenlerin, Dirençleri az biraz kırılsa da, Direnmeye devam ediyorlar! Düğünler artık eskisi kadar kolay değil. Hele Konya usulü birde pilav dökecekseniz vay halinize… Zam görmeyen ne kaldı? Bazı düğünlerde altın takma işi, mecburiyetlerin ağır basması üzerine kalkmış görünüyor. Birkaç tane çeyrek altının dışında altın takan sayısında büyük oranda azalma var. Altın takamayan para takıyor. 50 lirada ayıp olur diyenlerin… Favorisi, yüz lira… Damadın ceketinin yakası yüz liradan görünmüyor. En yakınlar bile nadiren 200 lira takıyorlar! Kızmak yok, darılmak yok… Yengeler, teyzeler, biz onların çocuklarına yarım altın taktıydık, yüz lira takıp gittiler serzenişlerinde bulunmaya devam etseler de, altın takma işi buraya kadar dedirtmiş vaziyette. Düğünlerin kolaylaştırılması, Her iki tarafın büyüklerince zorluk çıkarılmaması, İnatlaşmaya gidilmemesi tavsiye edilse de, Tavsiyelere uyma noktasında bizlerde sıkıntı çok! Düğünlere karışanlarımız haddinden fazla… Gençleri dinlemek gibi bir güzelliği nadiren yapanlardanız. Sözüm ona, Herkes gençlerin mutluluğunu istediği iddiasında olunca, Olacak işleri, Olmaz hale getirip, En az birkaç tane kördüğüm haline gelebilecek olay da çıkarıldıktan sonra, Mutluluğa giden bütün yolların önüne engeller yığmayı başaranların, Nasıl bir mutluluk istediklerini anlamak mümkün mü? Tatlılıkla, gönül hoşluğu ile her iki tarafın karşılık iyi niyeti ve anlayışıyla kurulan yuvalar inanın kolay yıkılmaz. Günümüz, boşanma rekorlarının kırıldığı, tarafların tek celse de evliliklerini bitirdiği hüzünlü anılarla dolu. 40 yıl, 50 yıl evli kalanların evliliklerinin ne anlama geldiğini, araştırmadan sudan sebeplerle, hiç gereği yokken gemileri yakıp, gururlarına yenilenlerin yaşadıkları boşanma vakaları her geçen gün daha da artıyor. Evliliklerin temel dayanağı olan sevgi, saygı, hoşgörü, sadakat, karşılıklı anlayış ve vefa gibi duyguların hiç yaşanmadan, test edilmeden bir anda yolların ayrılması, Hakim karşısına çıkılarak, genelde “şiddetli geçimsizlik” gerekçesiyle sonlandırılan evlilikler, genç nüfusumuz için hiçte iyi bir gösterge değil. Temennimiz, evlenecek gençlerin evlenmelerini kolaylaştırırken, dağılma rüzgarlarının estiği evliliklerinde aile büyükleri tarafından kurtarılmaya çalışılmasıdır. Yuva kuracaklara destek olmak kadar, dağılmak üzere olan bir yuvanın kurtarılmaya çalışılması bu işlere vesile olanların hem bu dünyasını, hem de öbür dünyasını abat edecektir.