Konya
°C
Yeni Meram

CUMHURİYETİN KIYMETİNİ BİLMEK!

CUMHURİYETİN KIYMETİNİ BİLMEK! - EROL SUNAT - YENİ MERAM GAZETESİ

A+
A-
29.10.2018 10:26
0
5067
ABONE OL
Devleti olmayan, sözüm ona devleti varmış gibi görünen, ayakta duramayan, kağıt üzerindeki devletçikler, paramparça olmuş coğrafyalar, yarım asır öncesinden bu yana komşumuz olup, kan ve ateşle imtihan olan, halkı sığınmacı durumuna düşen devletlerin halini gördükten sonra, Türkiye Cumhuriyetinin kıymetini bilmek, değerini anlamak, Türkiye Cumhuriyetine çok daha fazla sarılmak ve sahip çıkmak gerekiyor. Sınırlarımız dışında kan ve barut kokuları, vahşet, insafsızlık, insanlığın öldüğü, vasfını kaybettiği, acımasızlığın zirveye ulaştığı, merhametsizliğin vicdanları sızlattığı olaylar kol geziyor. Kaç parçaya, kaç bölgeye bölündüklerini kendileri bile bilmeyen, anlamayan, yarınları olmayan, üzerlerinde her türlü hesabın yapıldığı Irak ve Suriye’nin hazin ve hüzünlü hali ortada. Her gün nerede patlayacağı belli olmayan bombaların tehdidi altında, sınır çizgileri çoktan kaybolmuş, taraflarca el değiştire-değiştire harabeye dönen kasaba ve kentlerde savaşın acılarını ölümüne yaşayan insanlar, huzuru arıyor, savaşsız, ölümsüz, kavgasız-gürültüsüz bir dünya arıyor. Ortadoğu coğrafyasında kurulan, kurdurulan devletlerin krallıkların da, cumhuriyetlerin de, olaysız, kan ve gözyaşının dökülmediği tek bir yıl geçmedi. Türkiye Cumhuriyeti, onun için örnek ve örnek gösterilen bir cumhuriyet. Onun için, kıymeti bilinmesi, olmazsa olmaz olan bir cumhuriyet! Temellerinin ne denli sağlam atıldığını her geçen yıl daha fazla hissettiğimiz ve gurur duyduğumuz bir cumhuriyet. Türkiye Cumhuriyeti, sıradan, rastgele, birilerinin kurdurduğu yada kurduğunu sandığı uyduruk bir cumhuriyet değil. Bu cumhuriyet, küçümsenecek, dudak bükülecek bir cumhuriyet hiç değil! Mazlum milletlere… Esir milletlere… Hürriyet mücadelesi veren milletlere umut ışığı olmuş bir cumhuriyet. İşgali, esareti, çileyi, imkansızlığı,  hainliği, hıyaneti en ağır biçimde ve dolu dolu yaşadıktan sonra, hepsinin üstesinden gelerek kurulmuş bir cumhuriyet. “Biz Atatürk’ü ve Türkiye Cumhuriyetini kendimize örnek alarak mücadelemizi sürdürdük ve başarılı olduk” diyen işgal ve esaret altındaki ülkeleri yaşadığı zilletten kurtaran devlet adamlarının hangi birisini sayalım. Çılgın diye adlandırılan Türk milletinin, vatanı için, toprağı için, bayrağı için yapamayacağı çılgınlığın olmadığını anlamamakta ve görmemekte ısrar edenler; Varsın anlamasınlar, varsın akılları ermesin, varsın görmemek gibi bir körlüğe devam etsinler! Türkiye Cumhuriyetini yaşatmak, ayakta tutmak, yüceltmek, laf söyletmemek, sonuna kadar savunmak denen o ruhun, çılgınca olması gerekiyor. ***** Adımız Türk! “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” düsturumuz… Türkiye Cumhuriyeti sevdamız, olmasaydı… 95 yıldır ayakta kalamaz, 2023 hayalleri kuramazdık. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının, Türk Milletiyle el ele vererek, bir ve beraber olarak kurtardıkları vatan toprakları üzerinde kurdukları Türkiye Cumhuriyeti 80 milyon vatan evladına, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarından, dünden bugüne aziz şehitlerimizden, gazilerimizden emanettir. Adına Sevr denilen bir andlaşma sonucunda, hainler, hıyanet içinde olanlar, yerli işbirlikçiler işgal ordularına destek vererek, kılavuzluk ederek, işgal etmişlerdi bu toprakları. Mehmet Akif, “Bülbül” şiirinde, o günleri anlatırken; “Tesellîden nasîbim yok, hazân ağlar bahârımda; Bugün bir hânümansız serserîyim öz diyârımda!” Diyordu. Evimiz yoktu, barkımız yoktu, köyümüz, kasabamız, vilayetimiz yoktu. Esaret altında, işgal altında, başımıza yarın ne felaketler gelecek diye kara kara düşünülüyordu. O günleri hiç görmediği, hiç yaşamadığı,  doğru-düzgün araştırmadığı halde, ahkam kesmek, uluorta konuşmak, atıp-tutmak kolay gelebilir! Buna bu ülkede,  hariçten gazel okumak denir. ***** Bundan tam 95 yıl önce, Mecliste, Cumhuriyetin ilanı müzakerelerinde,  Cumhuriyetin kabulü lehinde konuşan iki Milletvekilinin konuşmaları tarihe not düşen konuşmalar olarak tescillenmiştir. Bu isimler, İstanbul Milletvekili Abdurrahman Şeref Bey ve Konya Milletvekili Eyüp Sabri Efendi’dir. 2. dönem İstanbul Milletvekili olan, Mekteb-i Sultani yani Galatasaray Lisesi ve Mekteb-i Mülkiye Müdürlüklerinde bulunan, Osmanlı'da iki kez Maarif Nazırlığı yani Milli Eğitim Bakanlığı bir kez de Evkaf Nazırlığı yani Vakıf Bakanlığı yapan, aynı zamanda Osmanlının son Vekanüvisliği görevinde bulunan Abdurrahman Şeref Bey, şöyle demişti “Eşkâli hükümetin taâdadına lüzum yok. Hakimiyet bilâkaydüşart milletindir; dedikten sonra kime sorarsanız sorunuz, bu, Cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama, bu ad, bazılarına hoş gelmezmiş, varsın gelmesin.... Konya Milletvekili Eyüp Sabri Efendi ise, açıklamasında, “Bizim hükümetimiz bugün Cumhuriyet olmuyor. Teşekkül ettiği günden beri Cumhuriyet olmuştur. Yalnız benden önce söz söyleyen arkadaşlarımın işaret ettikleri veçhile bazı ihtiras ocaklarını alevlendirmemek için unvanını açıkça verememiştir. Bugün tamamen unvanı hakikisini alacak devre hulul etmiştir ve verilmek lâzımdır” demişti. Eyüp Sabri Efendi sözlerinin devamında ise şöyle diyordu, “Bu kanun zaten mevcut olan Hükümetimize bir ilmî kisve veriyor, giydiriyor, o da “Cumhuriyet” kelimesidir. ***** Ebediyete akıp giden onlarca yıl geçti. Anadolu toprakları üzerinde filizlenen, Türk Milletinin Selçuklu ve Osmanlı’dan sonra kurduğu üçüncü devlet olan Türkiye Cumhuriyeti 95 yaşında. Türk Milletine kutlu olsun! Yaşa var ol Türkiye Cumhuriyeti! Ulu önder Atatürk diyor ki; “ Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.