Konya
°C
Yeni Meram

Cumhuriyet'in doğum sancılarındaki acı gerçekler!

Cumhuriyet'in doğum sancılarındaki acı gerçekler!-Hanefi Aytekin-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
06.11.2017 11:29
0
9745
ABONE OL
Cumhuriyetimizin 94. kuruluş yılını eşi emsali görülmedik bir coşku ile kutladık. Bu kutlamanın mana ve önemi o denli coşkulu oldu ki Cumhurbaşkanımızdan en küçük köy ve mahalle birimlerimize değin yaygın ve içtihatla yapıldı. Bu coşkunun özündeki gerçekler, Cumhuriyetimizin Türk ve İslam Cumhuriyeti olma özelliği mazlum milletlere örnek olması, Atatürk Cumhuriyeti ile ne denli kıvanç duymamızın gerçeklerini de sergilendi. Genç Türkiye Cumhuriyeti eğitim sistemi ne yazık ki Atatürk’ün gösterdiği yolda olmakta zorlandığı içindir ki; Atatürk İlke ve İnkılaplarına sarılmakta yetersiz kalmaktayız. Şimdi Osmanlının külleri arasından koparıp çıkardığımız değerlerin bir kısmına bakalım. 1- Kırk bin köyümüzün 38 bininde okul yok 2- Nüfus 13 milyon, köyde traktör sıfır. Kara sabanla tarım yapılıyor. 3- 5 bin köyde sığır vebası. İki milyon sıtmalı. Bir milyonu Frengili. 4- Verem, Tifo ve Tifüs salgın halde. 337 doktor, 40 eczane, 8 yabancı diş hekimi, Türk diş hekimi sıfır. 5- 136 ebe ve hemşire. Sanayicinin sadece yüzde 15’i Türk 6- Osmanlıdan kalma 4 kumaş fabrikası 7- Elektrik sadece İzmir, İstanbul ve Tarsus’ta var. Otomobil sayısı sadece 1490 8- Kadın insan değil. Halk veremle boğuşmakta. Sağlık tesislerinden yoksun. 9- Saatimiz, metremiz, ağırlık ölçülerimiz, takvimimiz medeni ülkelerimize taban tabana zıt 10 - Tiyatro, sinema ve hatta spor eğitimi sıfır. Okuma yazma Arap harfleri ile, okuyup yazanlar binde dört. 11- Matbaa yok. Ünlü Volter bir kitabında İstanbul’da bir yılda basılan kitabı Paris’te bir günde basarlar acı eleştirisini getirmiştir. 12- Ülkenin milli geliri sadece kara sabanda. Bir yanında eşek, diğer yanında öküz koşulur. Kırsal halkımızın verdiği Anam-Hayvan Vergisi ile AŞAR-ÖŞÜR mahsulden alınan vergi olup, devlet çarkı bu vergilerle çalıştılırken köylü köyüne yapılan yolun da yol parası olarak vergisini verirdi. Osmanlının küllerinin derinliğinde, saraydan başka kamı kederi olmayanların ecdadın, inancım odur ki vereceği hesap çok ama çok büyüktür. Osmanlıdan aldığımız mirasın envanterinden nice utanç verici haller çıkar. Ben sadece cep telefonum ekranına yansıyan seçme konuları dile getirdim. Hayatımızın akışı içinde belleğimizden çıkmayan, ‘Vurun Kahpeye’ isimli sinema filmi bile, ciltler dolusu kitaplarla gerçekleri anlatmakta yetersiz kalır. Ecdadımız üç kıtada at oynatıp, insanlığın tarihinde yedi imparatorluktan üç imparatorluk kuran, muasır medeniyete gitmekte acze düştüğü içindir ki; hasta adam olup, Osmanlının külleri içinden Atatürk’ümüzün kurduğu Laik Türkiye Cumhuriyetinde gerçek kimliğine kavuşmuştur. İdeoloji değiştirmek bu necip millete ihanet olur inancıyla, Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti der, yazımı noktalarım.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.