“Cuma”lık

*** “RÜZGAR mumu söndürür, yangını alevlendirir.” (Anonim) *** YÜCE Allah hayırlar, huzurlar, maddi ve manevi kazançlar nasip etsin. *** TAKKELER DÜŞECEK…. “Facebook”a son günlerde sık bakıyorum. Aslında bakmam, ama siyasi tansiyon tavan yapıyor ya… Görüyorum ki, milletvekilleri adayları ile ilgili herkesin dilinde, “Allah yardımcınız olsun”, “Allah yolunuzu açık etsin”, “Allah’ım yar ve yardımcınız olsun”, “Hamdolsun”, “Allah’ım nasip eylesin”, “İnşallah”, “Allah utandırmasın” gibi altın sözler… Tamam, bunlara inanıyoruz da… “Laf olsun” diyenlere sözüm. Yazım kurallarından habersiz (!) kimi kendi reklamını, kimi firmasının, kimi kulübünün, kimi başkanının, kimi partisinin, kimi derneğinin, kimi patronunun reklamını yapıyor ve her gün hemen aynı isimlerden oluşan bir “Facebook” izliyoruz. Biçoğu “vıcık-vıcık yağdanlık”çı! Akaryakıt istasyonlarında bol miktarda bulunuyor! Düzmece anketler de cabası. Adayların çoğunu tanımasak da tümüne başarılar. Ehh, kalmadı… Şunun şurasında kaç gün var? “Rüzgar ekenler fırtına biçecek” Takkeler düşecek keller görünecek! *** ONA SOR: Arkadaşlarından biri Hoca’ya sorar: “Hocam, dünya kaç metre?” Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından… Hoca onu göstererek: “Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!” * İŞTE HIRSIZ: Adamın biri Hz. Süleyman’a gelerek, kazlarının çalındığını ve bunu komşularının yaptığını iddia etmiş. Hz. Süleyman da hemen halkı mescide toplamış ve “İçinizden biri hem komşusunun kazlarını çalıyor, hem de çaldığı kazların tüyleri kafasında olduğu halde mescide geliyor” der demez, hırsız eliyle başını sıvazlamaya başlamış. Onun bu halini görünce Hz. Süleyman buyurmuş: “İşte hırsız budur…” * KAYBOLMUŞ:  Mahallenin iki afacan kardeşi tüm mahalleliyi bıktırmış. Ana-babalarına sürekli şikayet geliyor mahalleliden… Kırılan camların, kuyruğuna teneke bağlanan kedilerin, lastiği indirilen arabaların sorumlusu hep afacan kardeşler. Ana-babası usanıp bu durumu kilisenin papazına anlatırlar ve yardım isterler. Papaz, “gönderin çocukları konuşayım” der. Çocukları gönderirler. Papaz önce büyük oğlanı çağırır: “Söyle bakiim evladım, Tanrı nerede?” Çocuk susar. Papaz tekrar sorar: “Evladım söylesene Tanrımız nerede?” Çocuk susmaya, Papaz ısrarla sormaya devam eder. Sinirlenir Papaz, “konuşsana be çocuk, nerde Tanrı?” Çocuk aniden fırlar, kiliseden koşarak kaçıyorken seslenir kardeşine, “kaçalım çabuk!” diye bağırır. Eve giderler, odalarına çıkıp kapıyı iyice kapatırlar, küçük oğlan sorar büyüğüne: “Neden kaçıyoruz?” Büyüğü yanıtlar: “İşte şimdi hapı yuttuk, Tanrı kaybolmuş bizden biliyorlar!” * OF’LU HOCANIN VAAZI:  Oflu hoca Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu: “Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci… En büyük dükkan kimin? Meyhanecinin… En güzel ev kimin? Meyhanecinin… Ya en güzel araba? Meyhanecinin… Bu paraları veren kim?.. Sizin gibi kafasızlar.” Aradan iki hafta geçer, bir adam koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp öperek, “Allah razı olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu.” Hoca memnun, “aferin, içkiyi bırakmanın mükafatlarını ahirette de göreceksin oğlum” der. Adam düzeltir: “İçkiyi bırakmadım hocam, meyhane açtım!”