ÇOK ZORUMA GİDİYOR!

Kurtuluş Savaşı veren, aç kalan, susuz kalan, topu, tüfeği olmayan, binlerce asker kaçağına rağmen ülkesinde, kadınıyla kızıyla, kızanıyla inanılmaz bir savaştan, alnı ak ve gururla çıkan bir ulustuk. Emperyalist devletler, Libya, Irak, Suriye, Filistin, Vietnam gibi masum halkların üzerlerine bombalar yağdırırken, yöneticilerine de ‘Kimyasal Silah’ var diyerek yalanla, sahtekarlıkla baskı yaparken ses çıkarmayarak, sömürücü yönetimlere destek veren bir ulus konumuna düştük. İşte bu benim zoruma gidiyor! Emperyalist, sömürücü, hain, acımasız ve katil bir devlet olan ABD’ye ‘stratejik ortağımız’ denmesi ağırıma gidiyor, nefes alamıyorum. ABD gibi bir devletin yanında olmak, ezilen uluslara atılan bombaları alkışlatmak ve destek vererek bir gün aynı bombaların sırası gelince bizim de başımıza atılacağının bilinmemesi, hala bu politika sahiplerine destek verilmesi, ders alınmaması zoruma gidiyor! Kurtuluş Savaşı veren bir milletin, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklara ‘NATO’ya girmek uğruna ‘üs kurulmasına sebep olan Menderes ile başlayan (1954) günümüze dek devam ettirilen bu süreçte, Türk Milleti olarak, üslere karşı çıkmayan çıkamayan siyasilere destek verilmesi ve bu siyasilerin seçmenlerce yıllarca sorgulanmaması zoruma gidiyor! Atatürk tarafından oluşturulan bir birliktelik vardı. Bağdat Paktı, Sadabat Paktı. Komşularımızla dostça, barış içinde yaşamayı amaçlayan antlaşmalar dururken ‘NATO’ denen bir kurumda, emperyalist devletlerle birlikte aynı inancı paylaştığı milletlerin başlarına bomba yağarken ‘Hık! Mık!’ diyerek geçiştiren, bombaları görmeyen siyasilere hala destek verilirken, 1919-1923 yıllarında, emperyalistlere ders veren Türk Milleti’ni görünce içim acıyor, zoruma gidiyor ve soruyorum? Ne oldu bize? ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ diyerek savaştan yeni çıktığı Yunan Milleti ile dostça yaşamayı ve birlikte komşuluk ilişkilerini başlatarak, dünya devletlerine örnek vermeyi başarmış bir lidere ‘iki ayyaş’ diyerek aşağılamaya kalkanları içine sindiren bir millet oluşumuz, zoruma gidiyor. Mondros Antlaşması ile orduları dağıtılmış, silahları elinden alınmış, yurdun işgali için her türlü adım atılmış ve buna sebep olan padişah, Kurtuluş Savaşı’nı başlatan bir kahramana Mustafa Kemal’e idam fermanı çıkartarak emperyalist devletlerle işbirliği yapmış, Sevr Antlaşması ile de karış karış tüm topraklar padişah hükümetinin imzası ve rızası ile işgalcilere verilmiş. Bu antlaşmaları görmezden gelerek yok sayarak, hala padişahçılık oynama heveslilerine bakıp bakıp, içler acısı halimiz zoruma gidiyor! Tarım bitirilmiş, ürünlerimizin genleri ile oynanmış, güzelim topraklarımızı eken, üreten çiftçilerin desteklenmeleri gerekirken, ithal ürünlerin bütün pazarı kaplaması ve emeğimizin emperyalist devletlere gitmesi zoruma gidiyor! Yıllarca Konya tahıl deposu ve tüm Türkiye’yi biz besliyoruz diye gururla anlatırken öğrencilerime, buğdayı bile ithal eder duruma gelişimiz zoruma gidiyor! Hayvanlarımız kaybettirildi, kendi ineğimizden, koyunumuzdan, mandamızdan süt, yağ, yoğurt, peynir, kaymak, et alamaz olduk. Soran yok! Ne yaptınız hayvancılığı? Ne yaptınız güzelim topraklarımızdaki meralarımızı, otlaklarımızı, üreticimizi? Hesap soran yok! Farkında mısınız? Yeniden var olma savaşı vermek, yeniden sadece yerli üreticilerimize destek vermek, tıpkı 1923-1938 yıllarında olduğu gibi ‘köylü bu milletin efendisidir’ diyerek ziraatte, tarımda, dev atılımlarla dünya devletlerini kendine hayran bırakan Atatürk gibi kendimizle yetinmeyi öğrenmek zorundayız. Boykot edin tüm ithal ürünleri ve almayın! 16 senede geldiğimiz noktayı işte o zaman görür ve alacak ürün bulamazsınız, çünkü hepsi ithal. Boykot etmeye kalksak aç kalırız aç! Zoruma gidiyor. Kendi ülkesinde kalarak ideali uğruna savaşmak yerine, ülkeme gelip yan gelip yatan, bedava beslenen, Türk Milleti’nin hakkını yiyen, her şeyi bedava alarak, Türk Milleti’ni aptal yerine koyan Suriyeliler’i beslemek zoruma gidiyor! Benim ülkemde, benim şehrimde açtıkları iş yerlerine, kendi dilleriyle tabela asmaları çok zoruma gidiyor ve bu yabancı dil aşkı, Arap aşkı, emperyalistlere destek vererek kendi diline ihanet etme yanlışı, çok, çok, çok hem de çok zoruma gidiyor! Bu konuda, vatanseverlerin belediyelere baskı yaparak öz kimliklerini hatırlamalarına yardım edilmemesi, zoruma gidiyor. Büyüğe saygı, küçüğe sevgi, kadına nezaket, davranış üslubu ve konuşma dili, öğretmene saygı, yaşlıya saygı, ana-babaya saygı, hayvanı koruyup kollama, liyakat sahibine saygı bitirildi. Liyakat sahibi olmak suç oldu. Liyakatsizler ise baş tacı oldu. Valilere saygı bitti, seçilmişlerin kibrine, küstahlığına, hadsizliğine kaldı bu dünya. Zoruma gidiyor! Azıcık bir vekil topluluğu ile bu vatanı emperyalist işgalinden kurtaran bir meclise 50 vekil daha ekleyerek, zaten milletin zor taşıdığı yükü artıran bu yasa da zoruma gidiyor. 150 vekil bu ülkeyi düştüğü zor durumdan rahatlıkla kurtarırdı diyorum. Yaşadığımız günlerde öz kimliğimizin kaybettirilerek, emperyalistlerin ağına düşürülmemiz, Arap emperyalizmine teslim olmamız zoruma gidiyor. Aydınım diye geçinen herkesin, binbir emekle kurtarılan bu güzelim vatanın her karış toprağına sahip çıkması gerekmez mi?