Çocukluklarını Yaşatamadığımız Çocuklar Bizi Affedin

Geriye dönüp baktığımda ne kadar mutlu bir çocukluk yaşadığımı görüyor, şimdiki çocuklara ise içim acıyor. Mahalle ve sokak arkadaşlığının tadını bilmiyorlar! En büyük sosyal eğitim sokakta alınır. Oyun kurallı olmayı ve kurala uymayı öğretirdi. Kuralı bozan ya oyundan atılır ya da ebe olurdu. Lider olmak liderlik olgusunun olgunlaşması sokakta başlar. Lider olanlar, oyun kurar, oyunu yönetir, oyunu yönlendirir,  gurupta sözünü dinletir. Bu olgu yavaş yavaş oluşur ve herkesçe hiç zorlanmadan benimsenir. Oyunlar zaferi ve yenilgiyi tattırır, kişilik gelişir, Yenilince kabullenmeyi kazanınca başarıdan şımarmamayı sokakta öğrenir çocuklar. Tepkilerin dizginlenmesinin nedeni ise dışlanma korkusudur. Kapris yapan oyunda istenmeyen kişi olur. Bu da sokağın bir eğitimidir. Bu eğitim ana ve baba tarafından değil, sokakta arkadaşlar arasında farkında olmadan alınan bir hayat dersidir. İşte sokakta kazanılan davranış biçimleri çocukları hayata hazırlar. Bencilliği önler sokak oyunları. Çünkü bencil kişilik asla sevilmez ve arkadaşlarınca dışlanır. Paylaşma sokakta öğrenilir. Takım oyunları sokakta uygulanır, Dostluklar sokakta başlar ve alelacele yenilen yemekten sonra koşarak arkadaşlarına yetişilir. Sokak oyunlarının adını söyleseniz, hangimizin torunları bilir? Sek- Sek, Bilye, Beş-Taş, Yedi Kiremit, Fotmiş, Saklambaç, Körebe, Çelik-Çomak, Aç Kapıyı Bezirgan Başı, Yağ Satarım, Üşüdüm, Misket, Uzun Eşek, Birdir- bir, Mendil Kapmaca vb. bir sürü oyun! Bu oyunlarla büyüyüp mutlu çocuklar olduk. Bebeklerle evcilik oynadık, hayallere daldık, hayalimiz, ufkumuz gelişti. Ufacık mendilden, kumaş parçasından bebeklerimize giysiler yaptık, el becerilerimiz gelişti. Tahtadan yaptığımız Kay-Kaylar, sandıktan kızaklar, kardan adamlarla masal dünyasında gezintiye çıktık! İşte onun için şiirler aşk, sevgi, sadakat, yumuşaklık, şefkat, tutku doluydu. Şarkıların güfteleri bir başka yakardı yürekleri… Çünkü o şairler ozanlar sokakta hissettiler, sokakta buldular, sokakta ulaştılar duygu seline. Romanlardaki işlenen temalar hayatın gerçeğiydi. Hikayeler bir başka yakardı yürekleri. Ninelerimizin masalları ise ruhumuzu aydınlatır dünyamızı ışıldatırdı. PARA YOKTU O ŞİİRLERDE, PARA YOKTU, MADDİYAT YOKTU KALBİMİZİ TİTRETEN ŞARKILARDA. HER DİZESİ BESTEKARIN GÖNÜL TELİNİN, KALP ATIŞININ,  SEVGİ PINARININ SESLENİŞİYDİ. DİNLERKEN AYNI ODADA O GÜZELİM BESTELERİ, GÜFTEDEN ÇIKAN FISILTILAR BÜTÜN KALPLERİ TİTRETİR, HER BİRİMİZ AYRI HÜLYALARA DALARDIK. BİR KEZ DİNLEYEN, O ŞİİRİ DE, BESTEYİ DE, GÜFTEYİ DE UNUTMAZDI. Garip yaratıklar, robotlar, sanal canlılar yoktu oyunlarımızda. Sokakta başlayan dostluklar ve öğrenilen davranışlar bencillikten uzak, paraya eşitlenmemiş hayatlara, mutluluk verirdi. Her dakika elbise, her zaman ayakkabı, her saniye hayal dünyasını körleten oyuncaklar alınmaz, oyuncağı kendimiz yapar, giysilerimiz de büyük anlam ifade eden bayramlarda alınır ve adı da ‘BAYRAMLIK ‘ olurdu. Mutlu çocuklardık. Birimiz özel okulda servislerde, özel yemeklerle eğitim alıp, öbürümüz aşağılanan devlet okullarında, üşüyerek ders yapmazdık. Birimiz markalı giysilerle, markalı ayakkabılarla havalı havalı, sınıf ayırımı gözlere sokulurcasına okula gönderilirken, öbürümüz her gün aynı giysiyle sıkıla sıkıla gitmez, herkes sınıf ayırımı gizlensin diye aynı önlüklerle okula gider, kimse kimseyi küçümsemezdi. ŞİMDİ ÇOCUKLARIN, ELLERİNE; TABLETLER, BİGİSAYARLAR, ATARİLER, SANAL OYUNCAKLAR, AYPETLER AYFONLAR KISACASI BEYİNLERİ KÖRLETİP, VÜCUTLARI UYUŞTURAN AFYONLAR VERİLDİ. ARTIK TORUNLARIMIZIN YERİNE BU MAKİNALAR HAYAL KURUYOR. OLMAYAN OYUNLARI YALANCIKTAN OYNUYORLAR. . SANAL ÇİFTLİKLERDE ÜRÜNLER, SÜTLER, YUMURTALAR ELDE EDİLİYOR VE OTURAN, DÜŞÜNMEYEN, YAZMAYAN, OKUMAYAN, SEVMESİNİ BİLMEYEN, MERHAMETİ TANIMAYAN, PAYLAŞMAYAN, SOKAĞI TEHLİKE OLARAK GÖRÜP, ARKADAŞLARI İLE ELİNDEKİ MAKİNELERLE İLTİŞİM KURAN ÇOCUKLARA BİR DÜNYA HEM DE ÇOK SESSİZ, RUHSUZ, ANLAMSIZ VE SEVGİSİZ BİR DÜNYA BIRAKIYORUZ AFFEDİN ÇOCUKLAR; SOKAKLARINIZI VE SOKAK OYUNLARINIZI, HAYALLERİNİZİ, DUYGULARINIZI ÇALDIĞIMIZ İÇİN BİZLERİ AFFEDİN! Haftaya seçmenin, bir saniye bile gelecek nesilleri düşünmeyen seçmenin’ EĞİTİMDEKİ KARA DELİĞE ‘ tepkisizliğinin nelere yol açtığını ve bunu da 15 yıl süresince düşünmeden gelecek nesilleri KENDİ ELLERİYLE nasıl bir uçuruma gönderdiğini biraz düşünmesi için yazacağım. VATAN SEVMEK SADECE SAVAŞMAKLA KANITLANMAZ. KURTULUŞ SAVAŞI BİTTİĞİNDE ATATÜRK ‘ÜN  ‘İŞTE ŞİMDİ ASIL SAVAŞ BAŞLIYOR ‘ DEMESİNİN ALTINDA YATAN GERÇEKLERİ ANLATMAYA ÇALIŞACAĞIM. UNUTMAYIN SEÇMEN KÖLE DEĞİLDİR! SEÇTİKLERİNİZ SİZE HİZMET ETMEK VE ÜLKEMİZDE BİZLERİ KENDİLERİ İLE AYNI SEVİYEYE GETİRMEK ZORUNDALAR. SOSYAL DEVLETİN BİRİNCİ GÖREVİ, HERKESE EŞİT VE PARASIZ EĞİTİM VE SAĞLIK HİZMETİ SUNMAKTIR. BUNU SAĞLAMAYAN İKTİDARIN DA, MUHALEFETİN DE ARKASINDAN GİTMEYİ, MEYDANLARI DOLDURMAYI, BİLİNÇSİZCE ALKIŞLAMAYI KESİN VE ÇOCUKLARINIZIN, TORUNLARINIZIN VE VATANINIZIN GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜN. KUTSAL KİTABINIZI, KUTSAL AYLARINIZI KULLANANLARA, RAMAZAN ŞOVU YAPIP GAZETELERDE İFTAR ŞOVU YAPANLARA; ‘ İŞİNİ YAP, ŞEHRİMİ İYİ YÖNET, ÜLKEMİ İYİ YÖNET, İŞ BUL, AŞ BUL, EVİME ONURUMLA EKMEĞİMİ GÖTÜRMEMİ SAĞLA ‘DEMEYİ ÖĞREN, ÖĞREN Kİ DİNİ, HERKESİN İNANCINI SÖMÜRMESİNLER, ŞOVLARA YÖNELMESİNLER, İŞLERİNİ YAPSINLAR.