Konya
°C
Yeni Meram

“CEMALİNLE FERAHNÂK  ET Kİ YANDIM YÂ RESULALLAH”

“CEMALİNLE FERAHNÂK  ET Kİ YANDIM YÂ RESULALLAH” - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
21.11.2017 08:24
21.11.2017 10:33
0
5307
ABONE OL
“Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Resulallah Nasıl bilmem bu nîrâna dayandım yâ Resulallah Ezel bezminde bir dinmez figândım yâ Resulallah Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Resulallah Yanar kalbe devâsın sen bulunmaz bir şifâsın sen Muazzam bir sehâsın sen dilersen rûnümâsın sen Habîb-i Kibriyâsın sen Muhammed Mustafâsın sen Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Resulallah Gül açmaz çağlayan akmaz İlâhî nûrun olmazsa Söner âlem nefes kalmaz felek manzûrun olmazsa Firâk ağlar visâl ağlar ezel mesrûrun olmazsa Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Resulallah Erir canlar o gülbûy-ı revanbahşın hevâsından Güneş titrer yanar dîdârının bak ihtirâsından Perîşân bir niyâz inler hayâtın müntehâsından Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Resulallah Susuz kalsam yanar çöllerde can versem elem duymam Yanardağlar yanar bağrımda ummanlarda nem duymam Alevler yağsa göklerden ve ben masseylesem duymam Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Resulallah Ne devlettir yumup aşkınla göz râhında cân vermek Nasîb olmaz mı Sultânım Haremgâhında cân vermek Sönerken gözlerim âsân olur âhında cân vermek Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Resulallah Boyun büktüm perîşânım bu derdin sende tedbîri Lebim kavruldu aşkından döner pâyinde tezkîri Ne dem gönlüm murâd eylerse taltîf eyle kıtmîri Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Resulallah.” (Yaman Dede) ***     Sultan II. Mahmud’un hanımı ve Sultan Abdülmecid’in annesi Bezm-i alem Valide Sultan’ın sıkça kullanmış olduğu mühründe kazınarak şunlar yazılmıştır; “ Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl? Zuhurundan Bezm-i alem oldu vasıl.” Muhabbet sözcüğünün anlamı; sevgi, dostça konuşma, yarenliktir. Muhabbeti Arapça kökenli bir sözcüktür. Genelde sevme, sevgi, dostluk. dostça konuşma anlamında kullanılır. Muhabbetin İngilizcesin fondness’tir. Sevgi, aşk, dost edinmek anlamlarına gelen muhabbet, şiddetli arzudan dolayı kalbin kaynaması, taşması, sevilene ulaşmak için çırpınmasıdır. Sevene muhib, sevgiliye habib ve mahbub denir. Cünet Bağdadi de diyor ki; “Muhabbet kalbin meylidir.” ■ Bu meyil kulun doğal biçimde Allah (c.c)’a ve O’na ait olan şeylere yönelmesidir. “Muhabbet, tercihi sevgiliden yana kullanmaktır. Muhabbet ve aşk iki gönül arasında elektrik akım hattı gibidir. Muhabbetullah, Allah-u Teala’nın kemal ve cemalini algılamak ve takdir oranında kalpte oluşan ilahi bir nurdur. Bu muhabbet ile insan ruhu, kederlerden ve hüzünlerden kurtulur. Neşe ve huzura kavuşur. İnsan ruhunu erdeme ulaştıran nedenlerin önemlisi Allah sevgisidir. ■ Kişioğlu, bir şeyi ya ondaki kemal, ya da ondan aldığı lezzet ve gördüğü yarar için sever. Örneğin, Müslüman peygamberleri, evliyaları, irfan ve fazilet sahibi zatları, onlardaki -olgunluk-erdem için sever. Kendisine ihsan eden kimseleri, onlardan gördüğü lütuf ve ikramları için sever. ■ Yediği yemek ve meyveleri ise lezzetleri için sever. Kişioğlu aklen ve vicdanen bilir ki, kemallerini takdir ettiği, ihsanlarından memnun olduğu ve lezzet aldığı bütün bu varlıklar Allah’ındır. Hepsini O yaratmıştır. Bunlarda tecelli eden bütün kemal, cemal ve ihsanlar, hep Ondan gelmektedir. ■ Kişiler kendindeki bu sonsuz muhabbet yeteneğini öncelikle ve bizzat Allah’a verecek, diğer bütün muhabbete layık olanları nimetleri ve ihsanları da Allah için sevecektir. ■ Bozulmamış her akıl ve vicdan, bu yalın gerçeği kabul eder. Muhabbetin başlıca üç nedeni vardır; Cemal, kemal ve ihsan! Biz insanlar bu üç şeyi nedensiz severiz. Kemal, olgunluk, mükemmellik, demektir. Örneğin, İmam-ı azamı, görmediğimiz, nasıl biri olduğunu bilmediğimiz halde onu severiz. Onu sevişimiz bilimdeki kemalinden ve İslâm’a yaptığı hizmetlerinden dolayıdır. Fatih Sultan Mehmet’i severiz. Çünkü küçük yaşına karşın başardığı onlarca zaferden ötürüdür ve bu bir kemaldir; “ İnsan bilmediği ve tanımadığı şeye düşman olduğuna göre düşünelim ki birisi bize “Fatih Sultan Mehmet nasıl bir adamdır, onu seviyor musunuz?” diye sorduğunda eğer onun hakkında bir şeyler biliyorsak, yaptıkları mükemmel işlerin farkındaysak elbette ki tanıdığımızı ve sevdiğimizi söyleyeceğiz. Fakat onun ismini hiç duymamış ve yaptıklarından da haberimiz yoksa - Onu tanımıyorum seveyim- diyeceksiniz. Bir kişiyi sevebilmek için öncelikle onu tanımak gerekir. Aynı şekilde Allah (CC)’ı sevebilmek için öncelikle O’nu Ad, sıfat ve tecellileriyle bilmemiz gerekir. Buna marifetullah denilir. Marifetullah olmadan muhabbetullah da pek olanaklı değildir. Marifetullah ise bilim ile kazanılır. Madem insan cemal, kemal ve ihsana karşı fıtraten muhabbet eder. Madem kâinatta görünen bütün cemal kemal ve ihsan hakikatte Allaha aittir. Öyle ise asıl muhabbete layık olan mevcudat değil Allah’tır. Diğer mevcudat ancak Allah namına ve Allahın izniyle sevilebilir.” Bir damla: “Anmaz oldun bizi mihrinle muhabbet bu mudur? Yılda bir görmez olduk seni ülfet bu mudur?” (İzmirli Ruhi) ■ Dost ise düşünme, ver ömrünü gitsin. Dost değilse, hiç bekletme yol ver gitsin.(Mevlana)
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.