BUGÜN NALÇACI BAŞKAN OLSAYDI!

14 Aralık 1969’da vefat eden, Konya’nın efsane Belediye Başkanı rahmetli A. Hilmi Nalçacı yaşasaydı, İki binli yılların imkanları elinde olarak bugün Konya Büyükşehir Belediye Başkanı olsaydı acaba Konya için neler yapardı? Onu tanıyanlar, onun hatıralarını dinleyenler, bakın neler söylediler ; “Bir kere kimseyi dinlemezdi. Falancanın, filancanın yerinin değeri artacak demezdi. Yıkar geçerdi. Konya yol ve ulaşım konusunda her anlamda nefes alacak durumda olurdu. Bizim iki binli yıllarda muhteşem eserler diye öğündüğümüz alt geçitlere o bizim işimiz “Menfez” yapmak değil der, bunlar Avrupa’nın neresini gezmişler diye karşı çıkardı. Mesela Uluşahin İş Merkezinin tam ortasındaki C bloğu oraya yaptırmaz A ve B blokların arasından geniş bir yol açardı. Metro’yu mutlaka hayata geçirirdi. Ancak yapamayacaksa, Tramvayı şehir içinde belli hatların dışına mutlaka çıkarırdı.” Belediye Başkanı rahmetli Ahmet Hilmi Nalçacı ufku ve vizyonu olan, halen Konyalıların sevgisinin hiç eksilmeden devam ettiği Belediye Başkanlarından. O dönemi bilenler ve anlatanlar için, Nalçacı caddesi etrafında şekillenen ve yeniden kurulan Konya 1963 ve 1970 yılları arasında altın çağlarından birini daha yaşadı denmesi tesadüf değil. Şehrin imarı yapılırken, yeni açılacak olan ve Nalçacı caddesi adını alacak olan cadde ile ilgili Belediye meclis üyeleri, yeni imar planın halktan önce öğrendikleri için günümüz Belediye meclislerine örnek teşkil edecek bir karar alırlar. 1983'ye Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP)'den, 1987 yılında Anavatan Partisinden ( ANAP) iki dönem Konya Milletvekilliği de yapan o günlerin Belediye Meclis Üyesi rahmetli Haydar Koyuncu şöyle anlatıyor; “Belediye meclisinde yeri imar planını tartıştık, yeni açılacak caddenin civarından ne kendimiz ne de yakınlarımız herhangi bir arsa almamak için yemin ettik, hiçbir üye bu caddenin civarından arsa almadık”. ***** Ulaşım deyince akla ilk gelen, Hafif Raylı Sistemle tanışmamız neredeyse 40 yıl olmak üzere. Bu kırk yılda belli ki kırk kere düşündük-taşındık, kırk fikir müzakere ettik. Üniversitenin içine bile Tramvayı götürmek mesele olmuştu. Alaeddin-Adliye arası hatlar, gezinti hattının Tramvayı olan Katanerli Tramvaylar, Mevlana Caddesinin karmakarışık trafiği arasında rengarenkve bir o kadar yüreklerin ağızlara geldiği görüntülere sahne olan Konya manzaraları, bu hercümerç içerisinde Tramvay hattını ancak ve ancak Adliye’ye kadar götürdü. Sonrası mı? Metro gündeme geldi! Daha Metro gelmeden, ödenek tahsisi ve ihale yapılmadan, kazmalar vurulmadan, hatlar güzergahlar belli edilmeden, metro hayırlı olsun diye, pankartlar, bilboardlar donatmıştı şehrimizi! O traji-komik görüntülerin üzerinden de, yıllar geçti! Metro gündemde. Şehir günden güne büyüyor,merkez nüfusu 1.5 milyona geldi dayandı. Böyle olunca da metrodan önce, trafik geldi hoş geldi! Canım ne trafiği, bunlar trafik görmemişler! Burası İstanbul mu? Diyenler knuşmalarına devam ediyorlar. İstanbul değil lakin, Konya içinde yeni Konya’lar var! Nüfus patlaması yapan yeni yerleşim yerlerini dikkate almıyor muyuz? Bosna-Hersek mahallesi, Yazır mahallesi gibi mahalleler, bir çok il’den daha büyük. Bağlı bulundukları Selçuklu, çoktan Konya’nın yarısı olmuş durumda. Manzara böyle olunca, ulaşım laylaylom yaklaşımlarla keşmekeş haline dönüşüveriyor. Yeni Belediye Yasası ile köyden mahalleye, kasabayken mahalleye dönüştürülen eski kadim köy ve kasabalar ulaşım sancısını en fazla yaşayan yerleşimler. Konya’nın bu konuda sağlıklı büyüdüğünü söyleyebilmek güç. Şehir içi ulaşımın yükünü tramvay çekiyor. Trafiğin hamalı, belediyenin dolmuşu esprileri yaygın. Tramvay hatlarında yaşanan bakım-onarım süreçleri, tramvayların raydan çıkma hadiseleri şehrin ulaşımını zaman zaman felç etse de, çekilenler ve yaşananlar unutulmuş gibi! Tramvay hatlarının yeni güzergahlara sahip olamaması, şehrin metro beklentisine girmesi, Metro yolcu taşımaya başlayıncaya kadar ne kadarlık bir zaman gerektiğinin bilinmemesi, beklentiye giren şehrin acil bekleyen açmazları olarak şehrin gündemine kurulmuş bekliyor. Belediye Otobüsleri ve Dolmuşlarınartan yolcu talebine cevap vermek konusundaki, çaresizliği de gözler önünde… Hangi hat da, hangi durakta, hangi semtte yaşanıyor bu sorun diye ayağa kalkmak, duraklarda bekleşen insanların problemini çözmekten ziyade, gereği yapılmayan, çare aranmayan, bulunmayan ulaşım sektörünün sorunlarını başka mecralara çekmek istemekten başka bir şey olmasa gerek. Sosyal Medya’da otobüslerin ve yolcuların hali ahvali yayınlanıyor. Şoför kardeşlerimiz yaşananların birinci elden şahidi. Ulaşım lafla, savunmayla, itirazla, sataşmalarla çözülecek bir hadise olsaydı, şimdiye kadar, çözülür bizlerde başka konuları dile getirir, ulaşım da, sağlanan başarıdan dolayı, ilgililere müteşekkir olduğumuzu seve seve yazardık! Şehrin heyecanı, coşkusu kalmadı. Yorgun yüzler, bezgin sözler, zevahiri kurtarma adına atılan isteksiz adımlarla buraya kadar deneli çok oldu. Ne mi olmalı? Yeni bir şevkle, yeni bir aşkla, dört elle bu şehre değer katacak insanların önü açılmalı, o insanlara fırsat tanınmalı! Sevgili okurlar; Merhum Ahmet Hilmi Nalçacının bu dünyadan ayrılmasının üzerinden tam 49 yıl geçti. Demek oluyor ki, yarım asırdır, Konya onun gibi birini arıyor!