Konya
°C
Yeni Meram

Bugün Cuma

Bugün Cuma-Rıdvan Bülbül-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
18.08.2017 08:05
18.08.2017 10:26
0
9536
ABONE OL
  Bugün cuma; Büyükannemi hatırlıyorum, Dolayısıyla çocukluğumu. Uzun olaydı o günler; Yere düşen ekmek parçasını Öpüp başıma götürdüğüm günler. O zaman da inandığım gibi, Sahiden bir öbür dünya varsa eğer, Orada da cumaysa bugün, Büyükannem namaz kılmaktadır, Namahrem eli değmez seccadesinde; Mekke-i Mükerreme'den getirilmiş. Dilerim duasında unutmasın beni; Günahkâr olduğumu hatırlayarak… (Cahit Sıtkı) *** Hastalığına çare bulunamayınca, kendisine evliya denilen birinin adresini vermişler. Söylenenlere göre en ağır hastalar o zatın duasıyla iyileşebiliyormuş. İhtiyar adam verilen adresi çaresizlik içinde ararken simit satan 7 yaşlarındaki çocuğa rastladı. Çocuk  masum gözlerle kendisine bakıyor ve onu tanıyormuş gibi gülümsüyordu. Adam, o yaştaki çocukların günahsız olduğunu düşünerek yoluna devam ederken, aniden duruverdi. Simitçinin üzerindeki tişörtün üzerinde bir "E" harfi yazılıydı. Bu mutlaka evliyanın "E" si olmalıydı. Aradığı evliyaya bu kadar çabuk ulaşmanın heyecanıyla yanına gidip bir simit aldıktan sonra dedi ki; - Doktorlar benim hasta olduğumu söylediler, iyileşmem için dua eder misin?    Çocuk bu öneri karşısında şaşırmışa benziyordu; yanıt verdi; - Ben de sık hastalanıyorum, dedem, Allah’a inananların ölünce yıldızlara uçtuklarını ve cenneti seyrettiklerini söylüyor.  Hastalıklardan korkmuyorum.    Adam içinin bir anda ferahladığını hissetti. Onun soğuktan moraran yanaklarına bir öpücük kondururken isteğini yineledi; - Deden çok doğru söylemiş. Ama ben yine de senden yardım istiyorum.    Çocuk, duasının değerini anladı. Karşıdan geçmekte olan baloncuyu gösterip konuştu; - Size dua edeceğim. Ancak iyileşirseniz, bana 10 tane balon alacaksınız!    Bu kez adam başını salladı. Fakat çocuk bu kadar balon istemekle haksızlık yaptığına anladı. Mahcubiyetten kızaran yanaklarını elleriyle örtmeye çalışırken  ekledi; - Uçan balon almanıza gerek yok. Normalinden 10 tane istemiştim. Adam elini uzatarak çocukla tokalaştı. Anlaşma nihayet yapılmış, ayrıntılara  girilmişti. Buna göre hastalıktan kurtulması halinde 6 ay sonraki Ramazan Bayramında çocukla buluşacak ve her hangi bir nedenle  gelemediği takdirde, önceden hazırlanan balonların ona ulaşmasını ya da  postalanmasını sağlayacaktı. Adam küçük çocuğun adresini bir kâğıda yazdıktan sonra, başını okşadı ve vedalaştı. Aradan soğuk bir kış geçip Ramazana ulaşıldığında adamın hastalığından eser bile kalmamıştı. Yaşama yeniden dönmenin sevinciyle en güzel balonlardan bir paket hazırladı ve bayramın ilk gününü iple çekerek randevu yerine gitti. Küçüklerin cıvıl cıvıl kaynaştığı bayram yerindeki diğer simitçiler, çocuğu tanımıyordu. Adam onu biraz ilerdeki bakkala sorduğunda, dükkân sahibi acı haberi duyurdu; - Ciğerleri hastaydı aniden ölüverdi. Adam beyninden vurulmuşa döndü Koşar adımlarla uzaklaşırken önüne çıkan ilk baloncuya bir tomar para uzatıp dedi ki; - Şu uçan balonlardan 10 tane istiyorum. Çabuk ol, gecikmeden yerine ulaşmalı ulaşmalıdır.    Adam, satıcının aceleyle uzattığı balonların iplerini birbirine düğümledikten sonra, onları besmeleyle gökyüzüne bıraktı. Bayram yerindeki herkes gibi baloncu da şaşkındı. Sonunda dayanamayıp sordu; - Ne yaptığınızı anlayamadım Neden onları öyle bıraktınız Adam, yükselmekte olan balonları buğulu gözlerle takip ederken soruyu da yanıtladı; - Onları bekleyen küçücük bir dostum var; hem de evliya gibi bir dost. Balonları sadece onun adresine postaladım. Önemli bir sefer hazırlığı yapılıyordu. Peygamberimiz Hz. Muhammed herkesten gerekli yardımı en üst sınırda yapmasını istedi. Hz. Ömer bu isteğe uyarak büyük miktarda bir yardımla Hz. Peygamberin huzuruna çıktı. Hz. Peygamber sordu:; - Ya Ömer, malının ne kadarını yardım olarak getirdin? Hz. Ömer  yanıt verdi; - Tam yarısını getirdim ya Resulallah, size getirdiğim kadar da geride var. Biraz sonra Hz. Ebû Bekir geldi. O da büyük bir yardımda bulundu. Hz. Peygamber ona da sordu; - Malının ne kadarını getirdin? Hz. Ebu Bekir de Cevap verdi; - Tamamını getirdim ya Resulallah, evimde Allah ve Resulünün sevgisinden başka bir şey bırakmadım. Bunun üzerine Allah'ın Resulü  Hz. Muhammed öyle buyurdu:    -Allah yolunda fedakarlıkta Ebû Bekir'i kimse geçemeyecek. ...     Hz. Hasan rivayet ediyor; Hz, Peygambere  bir kadı geldi ve dedi ki;    - Ya resulallah, beni cennete koyması için Allah'a dua et! Peygamberimiz yanıt verdi;    - Ey falanın annesi, yaşlı kadınlar Cennete girmeyecek! Kadın ağlayarak oradan ayrıldı. Peygamberimiz , sözündeki inceliği açtı; - Ona haber verin, yaşlı kadınlar böyle yaşlı olarak Cennete girmeyecek, genç olarak, otuz üç yaşında girecekler. ….    Hacı Bektaş Veli'ye müritleri  dedi ki; "Sizinle beraber biz de erbaine (çileye, kırk günlük nefsi terbiye edici perhiz) girelim"    Hacı Bektaş Veli sordu; -Er çilesine mi, kadın çilesine mi?    Sonra sorusuna açıklık getirdi;    - İsterseniz 40 gün bir şey yemeden perhiz yapalım, bu kadın çilesidir İsterseniz 40 gün tuzlu et yiyip su içmeyelim, bu da er çilesidir. Müritler bağış dilediler; - Efendimiz biz bu ikincisine dayanamayız ... Muiniddin Pervane bir gün Mevlânâ'ya gelerek "Sultanü'l-ulema" diye anılan babası Sultan Veled'in mezarı üstüne eşsiz bir kubbe yapmak istediğini, izin verip veremeyeceğini sordu .  Mevlana şu yanıtı verdi;    - Gerçekten çok güzel, benzeri bulunmayan bir kubbe yapabilirsin Bir eşi dünyanın başka bir yerinde bulunmayabilir Ama hiç bir kubbe ilahi şaheser gök kubbeden güzel ve üstün olamaz O halde mezar yine Allah eseri kubbe altında kalsın ... Vaktiyle adamın biri bir başkasından arsa satın aldı  ve orada bir çanak altın buldu. Altınları, arsayı satan adamın evine getirdi;    - Arkadaş! Altınını al! Zira ben senden altın değil arazi satın aldım. Arsanın ilk sahibi öneriye  karşı çıktı; - Hayır, bunu alamam. Ben sana o arsayı içindekilerle beraber sattım. Bu altınlar benim değil senindir.    Altınlar ortada kalınca, anlaşmazlıklarını çözmek  için bir hakeme başvurdular. Hakem onlara, çocukları olup olmadığını sordu. Biri bir oğlu, diğeri bir kızı olduğunu söyledi. Bunun üzerine hakem; oğlanla kızı evlendirmelerini, altınların bir kısmını onlara vermelerini, bir kısmını da kendilerinin harcamalarını tavsiye etti.    
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.