Konya
°C
Yeni Meram
31.08.2015 01:56

Bu ülkenin kaderi galiz sözlerle ne kadar kirlenecek?

Bu ülkenin kaderi galiz sözlerle ne kadar kirlenecek? - Hanefi Aytekin - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
31.08.2015 01:56
0
5605
ABONE OL
Millet iradesi sandıktan 4 parti koalisyonu olarak çıktı. Tamı tamına 45 günden bu yana havanda su dövüldü. Bir büyük zaman israfı aziz milletimizin kaderine fatura edildi. Eğer demokrasi bu ise, böyle demokrasi yerin dibine batsın. Geçtiğimiz günlerde bir paragrafla dile getirdim. 1970’li yıllarda ülke parlamentosu bir hükümet çıkaramıyor, günler haftalar aylar akıp giderken mümtaz hemşerimiz Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak’a kabineyi kurma görevi verildi. Kurulan kabine güven oyu alamadı. (Bu duygu ve düşünceleri canlı tanık olarak dizeliyorum) Alternatif bir hükümette kurulamıyordu. Merhum Irmak’a bir hükümet kurulana kadar siz hükümet olmaya devam ediniz dendi. Merhum Irmak güven oylamasını buzdolabına koyup yurt gezisine çıktı ve ilk kez bir Başbakan olarak Konya ya gelip, Konya İl Genel Meclisi’nde bir konuşma yaptı. Burada güven oyunu buzdolabına koydum cümlesini telaffuz etti. Şimdilerde Sayın Cumhurbaşkanımız çözüm sürecini buzdolabına koyduğunu ifade ederken, bu sürecin işletilmesi ister doğru olsun ister yanlış, buzdolabına koyma bu siyasi saplantılar içinde yerinde alınmış bir karar olmaktadır. Merhum Ord. Prof.Dr. Sadi Irmak konuşmasının özünde Ulu Önder Atatürk’ten bir anı dile getirdi. Kurtuluş Savaşı planları yapılıyordu. Erzurum, Sivas kongreleri içiydi. Irak ve Suriye’den heyetler gelip Atatürk’e planlarınıza bizi de dahil ediniz, biz de Osmanlı’nın bir parçasıyız. İstediğiniz kadar para ve asker vermeye hazırız teklifini getirdiklerinde Ulu önder Atatürk şu tarihi cevabı vermiştir:             Biz Türk Ulusu’nun kurtuluş planlarını yapıyoruz. Batı Trakya ve Anadolu yarımadası hedefimizdir. Paranız ve askeriniz yeterli olabilir sizin içinizde de Mustafa Kemal’ler vardır, onlara imkan verip sizde kurtuluş planlarınızı yapabilirsiniz dediğini dile getirdi. Merhametimiz, yardımseverliğimiz dinimizin icaplarındandır. Gelin görün ki; iki milyonu aşan Suriyeli’yi bağrımıza bastık ama sosyal kültürel ve ekonomik hayatımızda sırf bu yüzden yaratılan çöküntülerin faturasını bu ülke nasıl göğüsleyecek bunu bilmek mümkün değildir. İnsanlığın tarihinde en büyük güç paradır dersek bunun aksi mümkün değildir. İşte dünya Amerikan parası doların kuyruğunda adeta sürüm sürüm sürünmektedir. İşte seçim atmosferinde doların yükselişine dur dememiz mümkün olamıyor. Nükleer Kulübün Üyeleri Dolar-Euro ile insanlık tarihine meydan okurken, birilerimiz çıkıp dünya beşten büyüktür söylemimizden onların kılı bile kıpırdamamaktadır. Eğer Irak ve Suriye üzerindeki haklarımızın kolaylıkla geri alınması mümkün olsaydı, Hatay-Antakya’yı İstiklal Savası içinde alır sorunu çözerdik. Eğer iş bu kadar kolay olsaydı Suriye içindeki vatan toprağında metfun Konya Fatihi Kutalmış Oğlu Sulayman Şah’ın makberini sınır noktamıza çekmezdik. Devletler günümüz dünyasında iç ve dış politikalarını ince ince yaparak yollarına devam etmek mecburiyetindedirler. Hele kaynaklarını tasarruf tedbirleri dışında israf edenler, bir gün komşumuz Yunanistan’ın akıbetine düştüğümüz de bizim elimizden tutacak ne bir Avrupa ülkesi ve ne de bir can dost ülkemiz yoktur. Bizim yegane dostumuz laik düzen içindeki Türkiye Cumhuriyeti’dir. Silkinip uyanarak bu müstesna değere sarılıp, muasır medeniyete yol alalım.  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.