Konya
°C
Yeni Meram

“BİR FİNCAN KAHVE OLSAM!”

Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
08.05.2019 00:13
07.05.2019 15:15
0
4907
ABONE OL
Hatır ve kahve yan yana geldiğinde, kırk yıla uzanan bir hatırın başlangıcı ortaya çıkar bizim ülkemizde. Bir fincan kahve, kırk yıllık hatıra denk düşer, denk düşürülür. Hatır, Türk milleti için oldukça nazik bir kavramdır. Biz hatır belası demiş susmuşuz, hoş görmüşüz. Hatır gönül bilmeyeni kınamışız, ikaz etmişiz. Hatır için çiğ tavuk bile yenir demişiz. Hatır sormak babında "Nasılsınız?", "iyi misiniz?" şeklinde ilgi göstermiş, candan ve içten davranışlar sergilemişiz. Hatıra dokunmak gibi durumlardan kaçınmış, insanların gücenmesine, üzülmesine sebep olmak istememişiz. Sevdiğimiz insanların hatırı için birçok şeye katlanmışız. Razı olmuşuz, rıza göstermişiz. Sevdiklerimizin hatırından çıkmamışız. Hatırını kırmamışız… Hatırını saymışız… Hatırını hoş etmişiz… Lakin; Hatır üzerine bütün bu saydıklarımızı bir kalemde silip atmaktan da kendimizi alamamışız! Bencillikler, egolar, insanlara tepelerden bakmalar, Menfaatlerin hatır gönül tanımayan insafsız ve merhametsiz kuralları, Kahveyi sıradan bir içecek, Hatırı ise maziden gelen ve değeri olmayan bir kavram haline getiriyor. Hatır; saygıdır, sevgidir. Allah hatırını yapsın diye dualar edilmiştir. Sakın ha, hatırını kırma, onun hatırını kırarsan, benim hatırımı kırmış olursun denilen insanlar vardır. Bir fincan kahve, hatır konusunu hatırlatan, hatırlamaya vesile olan bir içecek olarak, tanınır, bilinir ve kabul görür. Güftesi Ülkü Aker’e, bestesi Selahattin Sarıkaya’ya ait olan Uşşak makamındaki “Bir fincan kahve olsam / Kırk yıl hatırım vardır...” şarkısı kahvenin kırk yıl hatırına ne güzel nazire yapar. Kırk yıllık hatır dendiğinde bugün gözlerimiz dalıp gidiyor. O kırk yıllık kahvelerin değil kırk yıl, Kırk gün hatırı yok… Hatta kırk saat,  Dahası 40 dakika dahi hatırı kalmadı. Gel bir kahve içelim teklifleri artık, kırk yılı çağrıştırmaktan öylesine uzak ki…   ***** Günümüzde ne hatır kaldı, ne gönül! Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olması hadisesi oldukça eskilerde kaldı. Menfaatlerin, çıkarların hatır-gönül meselesini silindirle ezer gibi ezip geçmesini hayretler içerisinde seyrediyoruz. Eskiden Babalarımızın hatırı vardı… Analarımızın hatırı vardı… Aile büyüklerimizin hatırı vardı… Dostlarımızın hatırı vardı… Akrabalarımızın hatırı vardı… Arkadaşlarımızın hatır vardı… Komşularımızın hatırı vardı… Hatır konusu geçerliliği olan, reddedilmesi neredeyse mümkün olmayan bir konuydu. Yalan oldu. İnsanlar hatır konusunu dillerinden düşürmeseler de, Onların anlattığı, yaşamaya çalıştığı, kendilerine göre yeniden dizayn ettikleri hatır, o bildiğimiz hatır olmaktan oldukça uzak…   ***** Atalarımız ve onların izinden giden büyüklerimiz, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır demişler. Kahve gündeme geldiği günden bu yana değişik bir alışkanlık, değişik bir tiryakilik. Kahve içmeden kendine gelemeyen, Güne kahveyle başlamayı alışkanlık hale getiren, Tiryakiliğe yeni bir hava ve anlayış getiren insanlarımız yok mu? Gerçi kahvelerin adı değişti, Fincanların boyu, kulpu, adı, rengi, ismi-cismi değişti, Kahvenin o güzel kokusu, Kahve buna derim denilen lezzeti değişti. Amma velakin, tiryakiler ve tiryakilik hiç değişmedi! Artık, Espresso tiryakileri var… Artık, Latte tiryakileri var… Artık, Cappucciono tiryakileri var. Artık Mocha tiryakileri var. Artık Americano tiryakileri var. Artık Filtre Kahve tiryakileri var. Sonra Soğuk kahve tiryakileri var. Kahve ikramların en güzeli, En makbulü. Hele şöyle bol köpüklü bir Türk kahvesi olursa.   ***** Bir fincan acı kahve,  dostluk hatırına, arkadaşlık hatırına, kalbimizle birlikte sunduğumuz, ikram ettiğimiz o güzel duygulardan bir nişanedir. Sizleri bilmem ama, benim 68 yaş penceremden böyle gözüküyor.  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.