BİN TANE SOKAK ÇEŞMESİ OLAN KONYA’DA BİR YUDUM SUYU ÇOK GÖRDÜLER!

Konya ili sokak çeşmeleri ile ünlüdür. Sokak çeşmeleri için son 10 yıl boyunca, sürekli Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili birimlerine sözlü olarak başvurdum, rica ettim, gerekçelerimi anlattım ama hiç faydası olmadı. Bu konu ile ilgili KOSKİ Genel Müdürlüğü’ne bizzat giderek, genel müdür ile görüşerek, sessiz canların kedi, köpek, kuş hatta arıların, sıcak yaz günlerinde, bir yudum suya ihtiyaçlarının olduğunu anlatmaya çalıştım. Bu kadar sokak çeşmesinin olduğu bir ilde neden bu canların da yararlanabilmeleri için bir sistem kuramadıklarını daha doğrusu kurmak istemediklerini sordum! Bana bir yudum suyu neden çok gördüklerini anlatabilmek için inanılmaz bahaneler ürettiler. Bu canların, partilerin il başkanlıklarında adamları yok! Bu canların, kendilerini sevip, sorunlarını belediyelere iletecek, daha doğrusu aklına gelerek düşünecek, onları uyaracak, artık mülki amirleri de yok! Bu canların, susuz olarak sadece 8 saat yaşayabildiklerini anlatacak, belediye başkanına ulaşacak olanakları da yok! Susuzluk mu? İnsanların ancak Ramazan ayında, uzun yaz günlerinde kendileri için su akıllarına gelir ve sadece kendileri, büyük bir özlemle iftar saatini beklerler. 1000 çeşme… ve bir yudum suya hasret onlarca canlı! Sayıları, şimdi anımsayamayacağım kadar çoktu. Belh Kavşağı’ndaki havuza, su içebilmek için düşüp çıkamayan köpekleri, itfaiye ile kurtarırdık. Bir tanesinin bacakları kış gününde saatlerce beklediği havuzda, kaskatı kesilmişti ve hemen fakülteye yetiştirip, ısınmasını sağlamıştım. Tam 8 sene önce Çevre Koruma Daire Başkanı ile Konya iline kurulan beslenme odaklarını, yanına aldığı veteriner hekimlerle gezdik. Kendileri bu odakların Belediye başkanına hiç yakışmadığını ve hemen değiştirilmesi gerektiğini ifade ettiler. Aradan 8 yıl geçti, unutuldu. ‘Hayvana şiddet’ konulu toplantılar yapılması gerekirken, veterinerleri ‘kadına şiddet’ konulu toplantıları, kahvaltılı olarak otel salonunda düzenlediler ama 1000 sokak çeşmesi olan Konya ilimizde kuşlar, kediler ve köpekler için su sorununu nasıl çözeriz, konusu gündeme hiç gelmedi! Hayvan sevgisi farklıdır. Yüce Tanrıyı ve onun adaletini göremeyenler ve onu gerçekten sevmeyenler, gönül kapılarını açamayanlar, düşünemezler. Hayvanlara hizmet etmek asla şov yapmayı kaldırmaz. Hayvana ‘hizmet vermeyi’ kendi yükselmesine basamak yaparak, bu masumları güç gösterisine kurban etmek, ego savaşına alet etmek, bunu göremeyen gözlere ilahi adaletçe öyle bir batırılır ki, acısı yaşamı boyunca, hiç beklemediği bir anda karşısına çıkıverir! Su, Yüce Tanrımızın canlılara sağladığı yaşamın en önemli cevheridir. Bu cevheri onlardan esirgemeye kimsenin hakkı yoktur. Her konuya, söz konusu sandık olunca hemen çözüm bulması için güdülenen ‘KOSKİ’ idaremizin ve belediyemizin, yaz sıcakları bastırmadan, sessiz canların su sorununu çözeceğine inanıyorum. Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Sayın Hasan Kılca’ya teşekkür ederek yazımı tamamlayacağım. Sayın Haşmet Okur’dan sonra içim titremiş ve ‘Eyvah badem gözlülerim öksüz kaldılar’ demiştim. Boşuna üzüldüğümü, artık o koltuğun kaderinin değiştiğini ve yine çözüm yeri olduğunu gördüm ve yaşadım. Sayın Hasan Kılca, sessiz canları benim ‘Yüce Tanrımın Emaneti’ olarak gördüğümü biliyor ve onların acılarının ‘acım’ mutluluklarının, ‘sevincim’ olduğunu anlıyordu. İşte göreve geldiği ilk günden beri, her zor günlerinde yetişen Sayın Hasan Kılca’ya minnet ve gönülden şükran duygularımı sunarken, gerektiği zaman otoritesini kuran ve sessiz canların ‘ezilmelerine, tedavilerinin yarım bırakılmasına, kulübesiz kırsal kesime sahiplendirilmelerine’ izin vermeyen bir Genel Sekreteri göreve getirdiği için de Sayın Tahir Akyürek’e teşekkürlerimi ‘sessiz canlarım’ adına iletirim.