“Bana Yaklaşma!...”

“Maskeli, mesafeli, temizliğe dikkat” uyarısı ile başladığımız “yeni normal” hayatın ikinci haftasını tamamladık. Salgın açısından daha iyi haberleri paylaşmayı dilemiştik geçen hafta ancak geldiğimiz noktada maalesef yaşadıklarımız üzücü. Günlük testler sonucunda tespit edilen vaka sayısı 700’lere, vefat sayısı 20’nin altına düşmüştü. Yoğun bakım ve entübe hasta sayılarımız da gitgide azalmaktaydı. Elbette sosyo psikolojik ve ekonomik şartlar da gözetilerek bazı tedbirlerle hayat normalleştirilmeliydi ve bu çerçevede de tedbirlere riayet ön şartıyla birçok alanda tekrar faaliyetler başladı. Bilim insanları açıklamalarında bugüne kadar hep bulaş sonrası hastalık belirtilerinin ortaya çıkış süresi olarak onuncu gün ve sonrasına dikkat çekmişti. Bakanlıkça her gün yayınlanan tablolara bakınca özellikle on Haziran sonrasında günlük tespit edilen vaka sayısında hızlı bir artış dikkati çekiyor. Son günlerde pozitif olarak görünen tek alan vefat sayısının artmamış olması ve 20’nin altında olması. Ama unutulmamalıdır ki bu vaka sayısı artışı diğer maddelerdeki artışı ister istemez doğuracaktır. Gözlemlediğim belli başlı hususları sizlerle paylaşmak istiyorum. Normalleşme sonrasında kişiler arası temas hızla arttı. Sokağa çıkan insan sayısının artışı yollardaki trafikten belli oluyor zaten. Ekonomik şartları da belli bir çerçevede yürütmek gerekiyor elbette. Ama benim de üyesi olduğum İl Pandemi Kurulu ve İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarında özel araçlarında da olsa birden fazla seyahat eden olduğu zaman maske zorunluluğu kararı alınmıştı. Ama uyulması konusunda düşüncemi sorarsanız yerine göre kabaca %30’lara kadar düştüğünü görüyorum. Sokakta durum nedir diye sorsam hepimiz görüyoruz ki aynı sıkıntı sokak için de geçerli. Bir başka yeni husus ta aile bulaşlarının artmaya başlaması. Karantina ve sokağa çıkma kısıtının sıkı uygulandığı dönemlerde aileler kendi içinde daha güvenli hale gelmişti. Ancak son onbeş gündür dışarıda artan insan trafiğinin doğal bir sonucu olarak etkileşimde bulunduğu insanlardan aldığı virüsü evde sevdiklerine bulaştırabileceğini kimse unutmasın. En güvenli alan haline gelen ev ve yakın çevre şimdilerde ciddi riskli bir alana dönüşmüş olabilir. Sadece tedbirin önemine dikkat çekmek için bu konuya özel değinmek istedim. Hem kendiniz hem de diğer aile fertleriniz için bu konu çok önemli. Asker uğurlamaları konvoya dönüştü ve hoplatıp zıplatmalar kısacası bol “temaslı” sahneler yaşanıyor. Düğünlerin de başlamak üzere olduğu bu günlerde davranış kalıbımızın olması gerekene hızla dönmesi lazım. Oysa ne demiştik “temas” ne kadar çoksa risk te o kadar fazla. Sayın Bakanın, ekibinden birine basın toplantısı öncesi kısık bir sesle söylediği ve önceleri açık mikrofon kazası gibi zannedilen ve sonradan hoş bir şakaya dönüşen “bana yaklaşma” sözleri hepimizin kulağına küpe olmalı. İl olarak durumumuz nedir diye bakacak olursak diğer illere benzer vaka artışları olmasına rağmen basında yer alan “Konya’daki tüm hastaneler pandemi hastanesi ilan edildi” haberi algı açısından ilimizi diğer illerden negatif ayrıştırdı. Bu haberin sahibi normalde İl Sağlık Müdürlüğümüz olmalı ama henüz sahipleneni görmedim. Bu konuda kamuoyunu sağlıklı bilgilendirecek merci yine aynı merci ama henüz ben bu yazıyı kaleme alırken bir açıklama gelmemişti. Muhteva konusunda yanlış bilgilendirmeye dikkat çekmek isterim. Tüm hastaneler pandemi hastanesi değil sadece üçüncü basamak yoğun bakımı olan hastaneler. Bir diğer yanlış bilgilendirme de genelge yeni değil Mart ayının ortalarında yayınlandı ve hala yürürlükte. Dolayısıyla hastanelerin eski statüye dönüp te yeniden pandemi hastanesi olarak ilan edilmeleri söz konusu değil. Sürecin başından beri ilan edilen statü hala devam ediyor. Durumun ciddiyetini azaltmaya çalışmıyorum ama ülke gündeminde de Konya’yı “negatif ayrıştıracak” bir haberi de doğru bulmam… Şu anda tablodaki rakamlara bakarak neredeyiz diye sorduğumuzda vaka sayısı olarak bir ay öncesine dönmüş görünüyoruz. Diğer rakamlardan yoğun bakım hasta sayısı ve entübe hasta sayısı daha az artmış görünüyor, vefat sayımızın artmamış olması tek pozitif yan. Yazımı okuyan tüm dostlardan ricamdır, yakın çevremiz dahil herkesle duygusal mesafemiz yakın olsun ama fiziksel mesafeyi koruyalım. Birbirimizi “bana yaklaşma” diye kısık sesle de olsa uyaralım. Sağlıkla ve sağlıcakla… Haftanın Görgü Kuralı – Yemek adabı ile devam… “Sokaklarda yemek yememek ve içmemek, gezinerek yemek yememek, helalinden, temiz yemek ve Allah'a şükretmek, acıkmadan yemek yememek.”