Balık Hafızalı Olmak

Son günlerde yaşanan terör olaylarından sonra memleketini seven herkesin yüreği yanıyor… Ateş düştüğü yeri yakıyor tabi her zaman ki gibi… Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz… Başbakan’ın cenaze töreninde konuşma yaparken tutamadığı samimi gözyaşlarına bile “timsah gözyaşları” olarak yorumlayan beyinsizler var bu ülkede… Her siyasi partide kongre mücadelesinde olabilecek koltuk yarışmasını “parti bölünüyor” diyerek münasip yerine kına yakacak insanlar var bu ülkede… Ellerinde kınayla gezen bu insanlar son yaşanan terör olaylarını bile, Ak Parti’ye mal edecek seviye yoksunluğuna kadar götüren anlayışa sahipler ne yazık ki… Nasıl bir siyasi anlayışa sahibiz ki; partiler üstü bir mesele olan terör konusunu bile bu kadar basite indirgeyebiliyoruz… Bu memlekette şehitler üzerinden politika yaparak siyasi menfaat gütmeye çalışan varsa eğer hepsini Allah’a havale ediyorum… Ak Parti, çözüm süreci adı verilen bir politika izleyerek büyük bir siyasi risk aldı… Ve uzun bir süre bölge rahatladı, çatışma ve şehit haberleri gelmedi… Ne olduysa seçimlerden sonra oldu… Bu millet çözüm sürecinin de etkisi ile malum siyasi partiye kimsenin beklemediği bir destek verdi… Bu desteğin mesajı gayet netti; “siyasi atmosferde mücadeleni ver, bu sürecin tamamlanmasına destek ol” mesajı… Ama ne yazık ki umut edilen olmadı ve istenmeyen oldu… Bu dakikadan sonra rafa kaldırılan bu sürecin tekrar işleme şansı kalmamıştır… Hak edene hak ettiği dilden konuşmak lazımdır… Ak Parti aldığı bu büyük siyasi riskin varsa bir bedeli önümüzdeki seçim sonuçlarında olumlu ya da olumsuz görecek elbette… Seçim sürecinde yapılacak olan mitinglerin, açıklamaların ana teması bu olacak illaki… Madem bu parti bu kadar kötü ülkeyi yönetiyor, neden hala kimsenin alamadığı oyu toplayıp birinci parti çıkıyor o zaman… Balık hafızalı olanların önce bunu düşünmesi gerekiyor… Ne demek balık hafızalı olmak… Yaşadıklarını unutan, hatırlamayan, hatırlattığın zamanda” anaaaa bunlar olmuş muydu yahu” dercesine balık balık bakanlar için söylenen bir deyim… Ekonomi AK Parti döneminde ortalama yüzde 5 büyüdü… Küresel krizinde etkisiyle 2009 yılında yüzde 5 e yakın daralan ekonomi bir sene sonra hızla toparlandı ve yüzde 10’a yakın büyüme gösterdi… Enflasyon ve işsizlik oranlarında tek haneli rakamlara inildi… Türkiye’nin neredeyse ihracat yapmadığı ülke kalmadı… Enerji ve ulaştırma da birçok dev proje hayata geçirildi… İnternet abone sayısı bir milyonlardan otuz beş milyonlara çıktı… Ülkeye gelen 16 milyon turist sayısı tam iki kat arttı… IMF ile yapılan stand by anlaşmaları tarihe gömüldü, bu fona olan tüm borçlar ödendi… Ödenmekle de kalmadı bu fon, bu ülkeden borç para isteme pozisyonuna geldi… Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının yerli imkanlarla karşılanma oranı yüzde 20'lerden yüzde 60’lara dayandı… Her şehire Üniversite açıldı… İlk etapta aklımıza gelenler bunlar… Yazmaya devam etsek kaç köşe yazısı çıkar Allah bilir… Yani bu millet Ak Parti’de siyaset yapan insanların karakaşına, kara gözüne bakarak oylarını vermiyorlar… Hatasız kul olmaz… Ak Partinin de yaptığı hatalar elbette var… Bu millet hataları ile beraber bu partiyi sevdi… Uyarması gerektiğinde de son seçimde olduğu gibi uyarısını sandıkta yaptı… Ama Ak kadrolara hala güvendiğini de seçim sonuçları ile gösterdi… Madalyonun bir de öteki yüzüne bakalım ve tüm bu yazılanların yalan olduğunu düşünün… On iki yıldır bu parti madem başarısız, o zaman diğer siyasi partilerin oyları neden bir türlü artamadı… On iki yıldır iktidar da olan bir parti normal şartlar da yıpranır… Muhalefetin bunu kullanacağı sayısız siyasi malzeme geçer eline ve geçti de… Neden muhalefet hala yerinde sayıyor o zaman… Bu ülkede esas sorgulanması gereken budur… Çözülmesi gereken en önemli siyasi mesele de budur… Aldığı düşük oyları bile makyajlayarak başarı olarak gösteren bir zihniyet var bu ülkede… Son seçimlerde bile “başarısız olduk” diyerek özeleştiri yapan bir parti duydunuz mu? Duyamazsınız ve duyamayacaksınız da… Ondan sonra da başkanlık sistemi gündeme getirildiğinde, istemeyenler hemen fırtınayı kopartıyorlar… Gerekçesi de garip bir şekilde Cumhurbaşkanımız üzerinde yoğunlaşıyor… Sanki yüz yıllarca o makamda kalacak gibi… Başkanlık sistemini istemeyenlerin fikirlerine de saygı duyuyoruz… Ama madem istemiyorsunuz o zaman bu ülkedeki muhalefet sorununu çözün… Bunları beceremiyorsunuz, ondan sonra da bu memlekette Ak Parti’ye oy veren insanların zekaları ile dalga geçiyorsunuz… Hülasa… Balık hafızalı olmanın anlamı yok… Şükür ki; Ak Parti’ye oy vermeyen insanların bile hatırı sayılır bir kısmı bu başarıları kabul ediyor ama siyasi tercihi gereği oyunu vermiyor… Bu seçim bu kişilerin ikna edilebilmeleri için bir fırsat… Eskilerin bir deyimi var… “Ol mahiler derya içredir, deryayı bilmezler!”, Yani… “Balık denizin içindedir, denizi bilmezler” Cümleten hayırlı haftalar…