BAHARIN GETİRDİKLERİ

2020 yılını bir dizi imtihanla geçirdik. Sınavlar da zorlu geçti. Maskeden, düğünden, toplantılardan, sosyal aktivitelerden, anne baba ve evlat acısından, sevenlerin birbirinden ayrılmasından, ümitsizlikten, kararsızlıktan... Hulasa toplumun her kesiminden ve aktivitelerden sorun çıktı. Sınavın kurallarına uyan, maske takıp sınavda terleyen, insanlara ve virüse mesafeli duran, hijyene dikkat edenler sınavda fazla zorlanmadı. Ancak sınav adabına uymadan hareket eden yakınları tarafından taciz edildi, zorlandı, sıkıntı çekti. Millet olarak yasakları değil, yasaklara uymamayı seviyoruz. Sokağa çıkma yasağının olduğu zemin ve zamanlarda hiçbir acil işimiz olmamasına rağmen trafik magandası oluveriyoruz. Dehliz ve mahzen türü zula mekanlarda eğlencemizi, düğünümüzü yapıyoruz. Gizli mekanlardaki taziye evlerimiz halen faaliyette. Düğünde sevinçle havaya ateş ederken beceremeyip en yakın akraba ya da arkadaşını vuran ve ölümüne sebep olan bir milletiz. Vefat eden insanımızın yasını tutarken de, taziye evlerinde virüsü birbirimize ikram edip birkaç cenaze daha defneden bir milletiz. Dahası namaz ve ibadetlerin belki de Ramazan ayında olduğunu sanıp farz ve sünneti, gayri müekkede namazların nasıl olduğunu kulaktan solma bilgilerle öğreniriz. Bu bağlamda niçin teravih namazlarının camilerde kılınmadığını sorgulayan aşırı dindar bir milletiz. Baharın getirdiklerini Ramazan-ı Şerif'i birlikte idrak edeceğiz inşallah. Ramazanın bereketini belki de buruk bir şekilde göreceğiz. Ramazanın ilk günü davetlerini sonraki yıllara bırakmadıkça sıkıntı yaşarız. 2020 Ramazan davetlerinde iki dünür ve ve davetlilerin tamamına yakını Kovid oldu. Yaşı biraz daha kamil olanlar günlerce yoğun bakımda kaldılar. Saygıdeğer dostlar, Kovid sınavındayız. Sınavda başarılı olmak için çok fazla bir şey istemiyor yetkililerimiz: “Kurallara uymak, uymayanları uyarmak” Allah aşkına, Ramazan daveti, bayram gezmesi, aile oturmaları, hele hele günlere katılma, lüzumsuz alışveriş ve seyahatler bırakılmalı. Zaruri olmadıkça dışarıya çıkılmamalı. Uymazsak ne olur, ya da ne olmaz? Efendim, vaka sayısı olarak 55 binlerdeyiz ve dünya 8.siyiz. Performansımız da fena değil. Yolumuz yokuş olsa da tırmanma kapasitemiz ve tempomuz iyi. Dünyada kendimizden söz ettirmemiz böyle iken Konya olarak da “olumsuz manada” bir hayli iyiyiz. Konya'mızda Türkiye'de 8. durumda. Vakalarımız böyle iken 50-60'lar civarında seyreden korona ölümleri de 300'lere tırmandı. Türkiye'miz bir ikilemde. Bir taraftan ekonomi, diğer taraftan pandemi, bir diğer önemli konu turizm. Dünyayı kasıp kavuran bu süreçte ülkeler de ne yapacağını tam olarak kestiremiyor. Dünya milletleri daha “aşı” olayında bile bir anlaşmaya varamadı. Gün geçmiyor ki bir ülke falanca aşıyı uygulamaktan vazgeçmiş. Bir diğer ülke bir başka aşıyı 60 yaşından aşağısına uygulamayacakmış. Bir diğer farklı aşıda pıhtılaşma endişesi görülmüş. Aşı ile ilgili en önemli problem ise paranızla aşının bulunmaması. Bir diğer ülke İsrail'de de aşı yaptırılmış, ücreti ödenmemiş. Hulasa bahara sıkıntılı girdik. Kar topu misali problemler büyüyecek görünüyor. Türkiye'mize mart ayı içerisinde gelmesi planlanan aşılar maalesef gelmedi. Nisan- mayıs aylarında taahhüt edilen 100 milyon aşı inşallah gelir. Virüsü daha atlatamadan mutasyonlu virüsle tanıştık. Onunla mücadelemiz sürerken mutasyonlunun mutasyonu çıktı. Rabbim sonumuzu hayır eylesin. Baharda önümüzdeki günlerde Ramazanı idrak edeceğiz. Bir taraftan yarı zamanlı eğitim sistemi ile uzaktan ya da yüz yüze eğitime devam edeceğiz. Sanal toplantılardan ilham alarak sanal karne, teşekkür ve takdirname alınacak. Akabinde geçen sene çok da fazla gidemediğimiz tatil gündemimize oturacak. Sanki otellerden kopup villalarda tatil yapınca korona uğramayacak gibi bir hisle yollara düşeceğiz. Halbuki mutant virüsü şehirden şehre taşıyacağız. En büyük yanılgımız, “Gençlere bir şey olmuyormuş”. Yoğun bakımların çoğu 50 yaş altından oluşmakta. Sonuç olarak Allah esirgesin, bir felaketin merkezine hızla ilerlemekteyiz. Bahardaki olumsuz havanın yaz aylarında değişmesi bizim elimizde. Türkiye ve Konya aldıkları tedbirlerle 8'incilikteki yerini hemen terk etmeli. Ülkemiz için, sevdiklerimiz için bunu yapalım. Lütfen.