Konya
°C
Yeni Meram
24.12.2014 13:10

Atatürk'ü eserlerinde yaşatıyor

A+
A-
24.12.2014 13:10
24.12.2014 13:25
0
5520
ABONE OL
Atatürk portreleri yapan ve imzasını stilize hale getiren 86 yaşındaki gazeteci, ressam, hattat Etem Çalışkan, ilk günkü heyecanını kaybetmeden çalışmalarını sürdürüyor. Çalışkan, ilerlemiş yaşına rağmen sanat hayatından kopmadan çalışmalarının yanı sıra sergi, sohbet ve toplantılarda sanatseverlerle bir araya geliyor. Atatürk'ün yaygın olarak kullanılan portrelerinin sahibi, imzasını karakteri kaybolmadan şematik hale sokup stilize hale getiren Çalışkan'ın sanat hayatında Atatürk büyük yer tutuyor. Çalışkan'ın Atatürk konulu eserleri toplum tarafından öylesine sevildi ki çizdiği Atatürk portresi ve imzası Anıtkabir'de 6 bin kişi tarafından canlı olarak oluşturuldu, insanların vücutlarında dövme olarak dahi yer aldı. Sanat hayatında Atatürk'ün büyük yeri olan Çalışkan, ayrıca Anıtkabir'in kitabelerindeki yazıları yazan heyette de hocası Emin Barım ile birlikte görev aldı. Atatürk'ün sanat hayatındaki yerini anlatan Çalışkan, küçüklüğünden itibaren bir yandan Toros dağlarında toprak ile haşır neşir olurken bir yandan da Kuvvayi Milliye komutanlarından olan dedesinden dinlediği Kurtuluş Savaşı anılarının kendisinde memleket ve Atatürk sevgisi oluşmasına büyük katkısı olduğunu, bu sevginin de yeteneği ve çalışkanlığı ile birleşerek eserleri ortaya koymasında etkili olduğunu kaydetti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatında Gazi Mustafa Kemal ve Atatürk dönemleri olduğuna işaret eden Çalışkan, Harf Devrimi'nin ilan edildiği 1928 yılında doğmasıyla çocukluğunun, devrimlerin yapıldığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde geçtiğini belirtti. İlkokulda kara tahta önünde eline tebeşiri aldığı andan itibaren güzel yazı yazdığını ifade eden Çalışkan, "Alfabemizde 'A' harfini kara tahtada çizip de okuyabildiğim an benim için uyanış oldu. Kara tahtada tebeşirle çizilen üç kanatlı bir çizgi ses veriyor, 'A'. Evet, işte mucize bu" dedi. Kara tahtaya yazı yazmasının ardından resim çizmeye başladığını anlatan Çalışkan, "Bundan 76 yıl önce 10 Kasım'da Tarsus'da Duatepe İlkokulu'nda 4. sınıfta gözyaşı döküyordum. Çocuktum, dolmuştum. Herkesin gözleri yaşlıydı, hüzün çökmüştü ülkeye, Atatürk ölmüştü" diye konuştu. Atatürk'ün yaygın olarak kullanılan birçok portresini çizdiği hatırlatılan Çalışkan, şunları söyledi "Resim yapmak için çok güzel çizgileri var. Sevdiğim için de yapıyorum. O günden bugüne hala... Belki biraz önce de konuşurken 'Bize de Atatürk portresi ne zaman kısmet olur?' diye isteyenler oldu. Hala çiziyorum ama o ilk çizdiğimizi arıyorum. Kara tahtayı okulu, o duyguları. Tüm bunlar her şeye rağmen güzel." "İmzası mühür oldu" Çalışkan, son olarak Anıtkabir'de canlandırılan Atatürk portresinin altında da yer alan imzanın bir "mühür" özelliği taşıdığını kaydetti. Çalışkan, imzanın stilize hale gelişini şöyle anlattı: "1969'da Milliyet'te çalışırken bu resmi çizdikten sonra kompozisyon değerini düşünmeye başladım. Bu portreyi tamamlayan tamamlayacak olan bir şey var. Onu bulmam gerekli derken kurşun kalemle üzerinde imzasını gezinmeye başladım. Belli oraya bir imza gerekli. Ondan sonra o güne kadar Gazi Mustafa Kemal Atatürk o imzalarını arşivden çizilmişlerini buldum. Kendisi çizmiş ama bir Ermeni vatandaşımız daha çalışmış. Ondan başka kim çalıştı bir belge yok elde. Bilmiyorum. Hepsini önüme koyarak bu çizdiğim portre ile bütünleşen bugün yer alan bu imzayı yazdım. Ve böylece zamanla hem ikisi bir arada değer taşıyor, hem tek başına portre, hem de imza tek başına bir değer taşıyor." Atatürk'e ait yeni bir imza ortaya koymadığına dikkati çeken Çalışkan, "Şu andaki imzada, hem Gazi Mustafa Kemal olarak hem de Atatürk olarak el yazılarına bakıldığında karakter aynı. Diğer imzalarına bakıldığında karakter aynı. Ben hiçbir zaman Atatürk'e yeni bir imza ortaya koymadım ama o imzayı daha mühürleştirdim. Daha stilize hale, daha güzel yazı haline getirdim. Ama yine çizgi Atatürk'ün el yazısının kendi çizgisi" diye konuştu. - Eserleri toplum kabullendi Çalışkan, Atatürk portrelerinin ve imzasının toplum tarafından kabullenildiğini, bu durumun da kendisini mutlu ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "Her yerde gördüğüm zaman benim de ondan duyduğum mutluluk... Tek başına imza bile her yerde, en küçük şekilden en büyütülmüşüne kadar aynı değeri taşıyor ve severek kullanıyorlar. Benim için bu güzel bir şey. Demek ki başarılı olmuşum. Ben bazen gördüğüm zaman onun yanına bir de elle yazıyorum. Çok mutlu oluyorum gördüğüm zaman. Demek ki seviliyor." Murçlardan çıkan kıvılcımlar Çalışkan, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinde öğrenci iken yapımı devam eden Anıtkabir'in kitabelerindeki yazıların yazılmasında yer aldığını, bu durumun kendisi için büyük bir onur olduğunu söyledi. Akademideki hocası Emin Barım'ın projesinin kabul edilmesiyle çalışmaya katıldığını belirten Çalışkan, sözlerini şöyle tamamladı: "Anıtkabir'in kuleleri ve şeref salonuna girerken sağ ve solundaki altın yaldızlı kitabeler, yazıtlar gerçekten başarıyla yapıldı. Taşçılar da onu çok güzel oydular. Ben, yazdıkça götürür taş ustalarına teslim ederdim. Anıtkabir'in yapımında duvarlardaki çekiç, sert taşlar, murçlardan çıngılar... Mavi, yeşil, sarı çıngılar gözümün önünde uçuşur hala. Çekiç seslerini duyarım."
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.