Atatürk ve Milli Mücadele

Diyor ki: Memleketin ellide biri değil, her tarafı tahrip edilse, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu toprakların üstünde bir tepeye çıkacağız ve oradan savunma ile meşgul olacağız. Diyor ki; Ben 1919 senesi Mayıs’ı içinde Samsun’a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Milleti’nin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete Türk Milleti’ne güvenerek işe başladım. (TÜRK MİLLETİ SÖZÜNÜ AĞZINA ALMAYAN, ‘BU MİLLET’ DİYEN TÜRK SÖZÜNÜ ANAYASADAN KALDIRMAYA ÇALIŞANLARI BAŞINIZIN ÜSTÜNDE TAŞIMAYA DEVAM EDECEK MİSİNİZ?) Diyor ki; Ben Türk ufuklarından bir gün bir güneşin doğacağına, bunun hararet ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu adeta gözlerimle görüyordum. (GÖRMEYEN, GÖRMEK İSTEMEYEN GÖZLER, YILLARCA ASKERİNDEN, SİYASETÇİSİNE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’DE, ABD ‘NİN ÇEŞİTLİ OYUNLAR SERGİLEDİĞİ YERLERDE ASILI OLAN VE BU GÜN UYGUN ORTAM YARATARAK, BİLİNÇSİZ, DİNLE ALDATILMIŞ HALKI KANDIRARAK, BİZE DAYATILAN BÖLÜNMÜŞ VE KÜRDİSTAN YERLEŞTİRİLMİŞ TÜRKİYE HARİTASI’NA KARŞI, EN UFAK BİR TEPKİ KOYAMADILAR.) Diyor ki; Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve aşağılığı kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine ‘Ey millet! Sen esaret ve aşağılığı kabul eder misin?’ diye sormak lazımdır. İşte ben ve benim gibi birçok vatandaşlar, kardeşler milletin asıl vatanı, ümitsiz felakete düştüğü zaman görevli oldukları vazifeyi yapmak mevkiinde kaldılar. Türk Milleti’nin hakiki hiçbir ferdi bu gereklerin haricinde hareket edemezdi. Eğer bundan müstesna gösterilenler varsa emin olunuz aziz, namuslu vatandaşlar; Onların kalp ve vicdanı milletimizin müşterek temiz vicdanından hiç ilham almamış kapkara sefil vicdanlardır. (DÜŞÜNELİM. NE DEMEK HALKLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ? NE DEMEK HALKLARIN SOSYAL HAKLARI? BU TOPRAKLARDA YAŞAYAN VE TC VATANDAŞI OLAN TEK BİR HALK VAR, O DA TÜRK MİLLETİ. KENDİNİ TÜRK MİLLETİ OLARAK GÖRMEYENLER TC YAZILI KİMLİKLERİNİ GERİ VEREBİLİRLER’ AMERİKA’DA, İNGİLTERE’DE, FRANSA ‘DA YAŞAYAN ONLARCA FARKLI IRKLARDA MİLLETLER VAR. HEPSİ ALDIKLARI KİMLİKTE NE YAZIYOR İSE O MİLLETİN ADINI SÖYLÜYOR DA İNGİLİZİM, FRANSIZIM, AMERİKALIYIM DİYOR DA TÜRKÜM DEMEK NEDEN BU TOPRAKLARDA BÜYÜMÜŞ, OKUMUŞ, İŞ SAHİBİ, ŞAN, ŞÖHRET SAHİBİ OLUP TÜRK BAYRAĞI ALTINDA ZENGİN OLUP, KRALLAR GİBİ YAŞAMIŞ, MECLİSE BİLE GİRMİŞ OLANLARIN ZORUNA GİDİYOR?) Diyor ki; Aziz ve mübarek vatanımızı kurtarmak için bütün aydınların herkesin hazır olması lazımdır. İstanbul ‘ gitmeyeceğiz Anadolu, en büyük hazinedir. Vatanın sinesinde kurtuluş çarelerini beraberce ölünceye kadar aramaya, temin etmeye çalışacağız. Diyor ki; Milli gaye için ortaya atılacakların imhasını düşünen yalnız saray, hükümet ve yabancılardır. Diyor ki; Bir de söz konusu vazife, resmi makam ve üniformaya sığınarak el altından idare edilemez. Açıkça ortaya çıkmak ve milletin hukuku namına yüksek seda ile bağırarak milletin tümünün iştirakini sağlamak lazımdır. BİRİNCİ TBMM ‘NİN BİR GİZLİ CELSESİNDE SÖYLENMİŞ SÖZLERİ HERKES BU TOPRAKLARIN NASIL AZİM VE KARARLILIKLA KAZANILDIĞINI UNUTTURMAK İSTEYENLERE OKUSUN, HATIRLATSIN VE ÖZERKLİK, EYALET HAYALLERİ İLE ÜLKEYİ BÖLEREK SEVR’İ HORTLATMAYA ÇALIŞANLARA KARŞI EĞİLMEDEN DURABİLSİN. DİYOR Kİ; Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük davanın başarılamayacağını zannederek memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu milli davaya silah zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizleri burada tutmak için de silahım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni burada yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis-i Ali ‘de tek başıma kalsam da, mücadeleye ah ettim Düşman adım adım Ankara’ya kadar gelecek olursa, bir elime silahımı, bir elime de Türk Bayrağı’nı alıp Elma Dağı’na çıkacağım. Burada son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletimin uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum. İŞTE RESİMLERİNİ İŞYERLERİNE ASMAKTAN KAÇINDIĞINIZ, SİZLERE ULUSAL BAYRAMLARINIZI VE KURTARDIĞI VATAN TOPRAKLARINI BAĞIŞLAYAN ATATÜRK’ÜN ADINI SİLMEYE ÇALIŞANLARI VAR GÜCÜNÜZLE ALKIŞLADIĞINIZ,  BAYRAMLARDA TÜRK BAYRAKLARINI EVLERİNİZE İŞ YERLERİNİZE ASMAKTAN KOLUNUZUN YORULDUĞU, BAYRAMLARINIZI GECE FENER ALAYLARI, HAVAİ FİŞEKLERLE KUTLATMAYARAK APO’YA, PKK’YA GÖZ KIRPANLARI BAŞINIZIN ÜSTÜNDE TAŞIYARAK KENDİ ELİNİZLE ZORLUKLARLA KANLA, İRFANLA KURDUĞU CUMHURİYETE VE KAHRAMAN KOMUTANLARINA SAHİP ÇIKMADIĞINIZ MUSTAFA KEMAL PAŞAMIZ GİZLİ OTURUMDA BÖYLE HAYKIRMIŞTI. UNUTMAYIN! BU VATANI O, HEPİMİZE EMANET BIRAKTI. BÖLÜCÜLERE, ETNİK KÖKENİ KAŞIYANLARA, MESHEPLERİ KARIŞTIRANLARA ARTIK DUR! DEMELİYİZ. HUZURLU, KOMŞULARI İLE BARIŞ İÇİNDE BİR TÜRKİYE BİZİM ELİMİZDE. (UTKAN KOCATÜRK ‘ÜN ATATÜRK ‘ÜN FİKİR VE DÜŞÜNCELERİ KİTABINDAN YARARLANILMIŞTIR.)