Konya
°C
Yeni Meram

Anneler babalar size sesleniyorum

Anneler babalar size sesleniyorum - Ümit Sürmeli - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
22.07.2017 11:11
0
7582
ABONE OL
Cumhuriyet çınarları birer birer veda ediyorlar. Cumhuriyet’in kurucuları kimsenin yadsıyamayacağı, küçümseyemeyeceği, aşağılayıp, utanmazca yok sayamayacağı bir destan yazdılar. Bu destan 19 Mayıs 1919’da başladı. 9 Eylül 1922’de İzmir’in Dağları’nda çiçekler açtırarak noktalandı. Yeryüzündeki bütün mazlum ve mağdur milletlerine kalk borusunu çalan, onlara tam kurtuluş yolunu gösteren bir hürriyet ve istiklal örneğidir. “Olmasa da olurdu’ diyecek kadar sağduyu, akıl, erdem, yoksunu kişilerin görmezden gelinmesi için uğraştıkları ‘İzmir Marşı, ‘İzmir’in dağlarında doğdu. Emperyalizme ve sömürücülüğe karşı ilk geniş ve başarılı protesto hareketi Anadolu Dağları’ndan yükseldi. Okul kitaplarından silseler de, derslerde adını anmasalar da, dershanelerden resimlerini, paramızdan resmini, meydanlardan ismini, alanlardan heykellerini, cadde ve sokaklardan, Meclisten, bakanlıklardan, Genelkurmaydan, okullardan o hiç yaşamamış gibi silseler ismini de cismini de tek bir şeyi değiştiremeyecekler! Onun kurtardığı topraklarda doğdular, onun kurtardığı topraklarda yaşıyorlar, onun kurtardığı topraklarda hepimiz gibi zamanı gelince, yüce tanrıya kavuşacaklar. Türkiye Cumhuriyeti; Mustafa Kemal Atatürk tarafından içteki hainlerden, dıştaki emperyalistlerden kurtarılarak Türk Milleti’ne, sonsuza kadar bağımsız yaşamamız için bırakılmıştır. Kaç insan ölümünden yüz yıl sonra bile bu kadar anılmıştır? Kaç insan paylaşılmış bir ülkede, tüm etnik kurumları bir araya getirerek bir devlet kurabilmiştir? Kaç insan dilini kaybetmiş, millet olmaktan uzaklaşmış, ahali gibi yaşamış bir topluluğu Tek Dil, Tek Devlet, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan ülküsü ile toplayarak yeni bir milleti yoktan bir araya getirebilmiştir? Yeni bir devlet kurarken ‘Türkiye Halkına Türk Milleti Denir’ diyerek, Misak-ı Milli sınırları içerisinde yaşayan tüm etnik kökenli kişileri ikna etmiştir. Ülkenin en zayıf anını yakalayarak dini ve etnik farklılıkları bahane eden tüm isyancılarla başa çıkmış, Mehmetçiğimiz’in kılına zarar vermeden isyanları bastırmış ve bin bir emekle silah arkadaşlarıyla, bağımsızlık ve özgürlük sevdalı yazarlarla, sanatçılarla, askerlerle, halkla bizim son 30 yılda yok etmek için olağanüstü gayret sarf ettiğimiz huzuru, barışı sağlamıştır. Sevgili anne ve babalar; Atatürk yok edilmek, silinmek isteniyor. ‘Kurtuluş Savaşı’ gibi bir destan yeni nesillerden saklanmak ve yurdumuzu işgal eden emperyalistlerin zil takıp oynamalarına olanak vermek için, unutulsun hiç anılmasın isteniyor. Kurtuluş  Savaşı kahramanları, üstüne bastığınız yurdumun topraklarında evler, köşkler, konaklar, rezidanslar diktiğiniz vatan topraklarında, ekip-biçtiğiniz bu toprakların altında yatıyorlar. Eğer bu gün bu topraklarda özgürce yaşıyorsak hepimiz, onlara çok şey borçluyuz. İlahi adalet nankörlüğü affetmez! İlahi adalet vefasızlığın hesabını hepimize çok hem de çok acı bir biçimde ödetir. Yapılan bu uygulamalara itiraz edin. Biz Türk milletiyiz. Biz andımızı da okuruz, Biz İzmir Marşı’nı da son nefesimizi verene kadar, gırtlağımız yırtılana kadar gururla, onurla tüm işgalci emperyalist devletlere karşı okuruz ve okumaya devam ederiz. Biz tüyleriniz diken diken olsa da ‘Onuncu Yıl Marşı’nı’ göklere ulaşırcasına zıplaya zıplaya, büyük bir coşkuyla okumaya devam ederiz. Biz Mustafa Kemal Atatürk’e ihanet etmeyiz ve onun kurduğu laik cumhuriyetten ve ilkelerinden vazgeçemeyiz! Vazgeçmek demek; üniter yapıya, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Kurtuluş Savaşı destanını yazan tam 4 yıl az bir cephaneyle sömürücü dış devletlerle, içerdeki hainlerle vuruşan Atatürk’e, silah arkadaşlarına, NATO uşağı olmayan, kendi milletinin emrinde, düşmanlara karşı savaşan (kendi milletine ihanet etmeyen ) askerlerimize, Mehmetçiğimize ihanet etmek demektir. Sevgili anne ve babalar; Çocuklarınızı ipadlerden, akıllı telefonlardan (kanseri de tetiklediğini unutmayalım) saçma sapan çizgi filmlerinden uzaklaştırın ve onlara Atatürk’ü anlatın. Vatanlarının kurtuluş destanını tanıtın. Yokluk içinde kıvranan, dilini kaybetmiş, kimliğini kaybetmiş, onurunu yitirmiş, yoksul, bilimden, ilimden, fenden uzak, okuma-yazma bilmeyen bir ahalinin, nasıl bir millete dönüştürüldüğünü ve dünyanın tam 37 ülkesindeki alanlarda, meydanlarda, sokaklarda, caddelerde, binalarda adının, eserlerinin ve heykellerinin büstlerinin olduğunu tanıtın. Ardahan’ın Damal ilçesindeki dağa düşen silüetini, gökyüzünde, özel günlerde bulutlara düşen resmini, Gömeçteki dağda yıllarca insanların izlediği profilini izletin ve bu topraklardan Atatürk’ün silinemeyeceğini onlara gösterin. Emanet sizlerde. Cumhuriyet çınarı sanatçılar birer birer yok oluyorlar. Fikret Hakan, Levent Kırca, Tarık Akan, Harun Kolçak. Hepsine Tanrıdan rahmet diliyorum. Doğa aşığı, vatan sevdalısı, dürüst, haram yememiş, milletin malına göz dikmemiş, doğru söyleyip dokuz köyden kovulmuş ama hepimizin gönlüne taht kurmuş, sayın Bekir Coşkun’a da acil şifalar diliyorum. Sevgili anne ve babalar okullardan kaldırılan Atatürk ‘ü tanıtacaksınız. Haydi nöbete. Çocuklarınıza efsane bir lideri, göğsünü gere gere ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ sözünü hiç gocunmadan haykıran ve Türk olmaktan gurur duyan bir vatan sevdalısını, dünyanın en güzel ve özel dilini emanet ederek millet olduğunuzu öğreten Atatürk’ü tanıtın.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.