ANKARA’YI SEL ALDI

Bir zamanlar çok sevdiğimiz bir türkü vardı ‘Çarşambayı sel aldı, bir yar sevdim el aldı. Keşke sevmez olaydım elim koynumda kaldı.’ Ağaçlar kesilirken susanlar, Şehirler plansız, programsız betonlaşırken, Yollar ağaçsız, meydanlar parksız, siteler yeşilsiz ve taşlaştırılırken susanlar, Dereler kurutuluyor diye feryat eden, Ormanlar yok ediliyor diye yas tutan, Vadiler deliniyor, yaylalar, meralar, otlaklar yabancılara satılıyor diye gözyaşları döken, göllerimiz kururken, akarsularımıza hidroelektrik santralleri yapılırken ‘Kıymayın su kenarlarındaki, canlara, canlılara, ekolojik sistemimizi bozmayın” diye haykırırken, yer altı suları, Tuz Gölü, Meke Gölü bitiyor, Konya yer altı suları, mısır ekilmeye devam edilirse kuruyacak ve büyük çöküntüler yaşanacak diye yetkililer uyarılırken, hesapsız, çağ dışı kafalara teslim edilmiş belediyeler ve yaptıkları alt-üst geçitler her yağmurda su ile dolarken, bütün bunları içtenlikle yazan ve her kesimi uyaran Sayın Bekir Coşkun’a kapı gösterildi. Çalıştığı gazeteden çıkarıldı. Her yazdığı uyarı hakaret sayıldı. En acısı da çoğu ilde, her ilde bulunan yüksek okulların senatolarından, ekolojik sistemin bozulması, şehirlerin yaşanamaz hale getirilerek betonlaştırılması, Orman Fakültelerinden de ormanların yok edilmesi ile ilgili tek ses çıkmadı. Üniversiteler sadece öğrenci yetiştirmekle yükümlü değillerdir. Dünyanın Türkiye dışında demokrasi ile yönetilme iddiasında olan ülkelerinde üniversiteler doğa talanına, doğa katliamına sessiz kalmazlar. Ama diyeceksiniz ki koskocaman, adı büyük üniversitelerimiz, Milli Egemenlik Bayramında, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’nda bile ne gazetelere bildiri gönderdiler ne de görsel basına, yerel basına kutlama mesajı gönderme vefasını gösterebildiler! Bu kadar önemli ve ülkenin tek adam egemenliğinden kurtularak, egemenliğini kazanma gününü anmayan kurumların işleri güçleri, yok edilen kaynaklar mı? İşte Konya’ya da biraz fazla yağmur yağsa, alt ve üst geçitlerin iki yönünde trafik polisleri ve su dolmuş göl olmuş alt geçit manzaraları. Sadece Ankara’yı değil, kesile kesile, budana budana, deline deline tüm ülkemi sel aldı. Eleştiriye gelemez hemen savunmaya geçer bir de eleştireni dokuz köyden kovarlar. Ama Yüce Tanrı hemen derslerini veriyor ve yapılan yanlışlar sel olarak yüzlerine dönüyor. Bu afet dedikleri ama aslında vizyonsuz belediyecilik anlayışı olan ve bilinçsizce bu anlayışlar desteklendiği sürece değil Ankara’yı, tüm yurdu sel alacak, farkında değilsiniz!