Aktarlarda kış yoğunluğu

SOĞUK havaların kendini göstermesi ile birlikte vatandaşların aktarlara olan ilgisi arttı. Şifayı bitkilerde arayan vatandaşlar aktarların yolunu tutarak hastalıklara çözüm arıyor. Gazetemize özel değerlendirmelerde bulunan Ahmet Efendi Aktar İşletme Sahibi Ahmet Efendi, geçtiğimiz seneye oranla havalarda bu sene karbondioksit oranının fazla olduğuna dikkat çekerek vatandaşlara hastalıklara karşı uyarılarda bulundu. Efendi, “Karbondioksit bademcikleri kurutur ve bağışıklık sistemimizi zayıflatır. İnsanlarımız artık eski zamanlara oranla daha çabuk rahatsızlanıyor. Bundan dolayı biraz kendimizi korumamız gerekiyor. Halkımızda ‘çok bitki kullanmak karaciğere zarar veriyor’ algısı var. Böyle bir şey yoktur. Yaşadığımız bu kış günlerinde içilmesi en uygun bitkiler; Ihlamur, zencefil, zerdeçal, papatya ve lavantadır” dedi. “KARBONDİOKSİT BADEMCİKLERİ KURUTUR VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZİ ZAYIFLATIR” Geçtiğimiz seneki kış mevsimine oranla bu sene daha fazla sis oluştuğunu dile getiren Ahmet Efendi Aktar İşletme Sahibi Ahmet Efendi, bundan dolayı karbondioksit oranının bir hayli fazla olduğunu da söyleyerek; “Geçen seneye oranla bu seneki kışta karbondioksit oranı daha fazla. Bu karbondioksit bademcikleri kurutur ve bağışıklık sistemimizi zayıflatır. Yetişkinlerin atkı çocukların ise maske tarzı ürünler kullanmasını tavsiye ediyoruz. İnsanlarımız artık eski zamanlara oranla daha çabuk rahatsızlanıyor. Bundan dolayı biraz kendimizi korumamız gerekiyor. Bu tür havalarda ve hastalıklarda bilindik ve en çok kullanılan ürünler; Ihlamur ve papatyadır. Ancak halkımızda ‘çok bitki kullanmak karaciğere zarar veriyor’ algısı var. Böyle bir şey yoktur. İnsan vücudunun yüzde 80’i alkalidir, yüzde 20’si ise asittir. Eğer asit değeri çok yükselirse ilk önce eklemlere vurur, sonra kaslara, daha sonra da laktik asitlere gider. En son ise organlara vurur. Demlenerek içilen bitkiler insan vücuduna alkali yapar. Bağışıklık sistemi kuvvetlenir ve hücrelerin yorgunluğunu alır. Kaynatılan yani kök olan bitkilerinde dinlendirilmesi yani bekletilmesi ve soğutulması daha uygundur. Yaşadığımız bu kış günlerinde içilmesi en uygun bitkiler; Ihlamur, zencefil, zerdeçal, papatya ve lavantadır” diye konuştu. “BADEMCİKLERİ RAHATSIZ OLAN KİŞİLER SARIMSAĞI AYAĞININ ALTINA SÜRERSE RAHATLATIR” İnsanların bazı bitkileri tadından dolayı yiyemediğini veya içemediğini ifade eden Efendi, bu gibi durumlarda ayak botoks yöntemini önerdi. Ayaktaki frekansların dil ve boğazda da olduğunu vurgulayan Efendi sözlerine şu şekilde devam etti; “İnsanlarımızın bitkiler konusunda tat alım duyuları da farklılaştı. Bazı kişiler tadından dolayı yiyemiyor veya içemiyor. Bunun için örneğin ada çayı diye bir yağ var. Ayağınızın altına sürerseniz dilinizde hissedersiniz ve boğazınız yumuşar. Bu tarz kullanılabilir yani içilmeden daha da yumuşatabilir. Ayaktaki frekanslar dilde de, boğazda da vardır ve rahatlatır. Bademcikleri rahatsız olan kişiler sarımsağı direk ayağının altına sürerse çabucak rahatlatır. Sarımsak çok kokuyor diye kullanmıyoruz ama sarımsağı yiyen insanlar arkasından günde 3 defa zeytini yiyip çekirdeğini yutarsa koku ortadan kalkar. Bunun için kış günlerinde sarımsağı kesinlikle yemeliyiz. Kış aylarında çok sıcak duş alınmaması gerektiğini de tavsiye ediyoruz. Çünkü vücut yumuşuyor ve direk buhar sisteminden çıkıyor. Bundan dolayı da çabuk rahatsızlanabilir. Ilık duş alınması gerektiğini tavsiye ediyorum.” “ŞEHİR MERKEZİNDE BULUNAN BİTKİLERİN TOPLANMASINI TAVSİYE ETMİYORUZ” Aktarlarda bulunan faydalı bitkilere talebin geçtiğimiz senelere oranla daha fazla olduğunu belirten Efendi, şehir merkezinde bulunan doğal bitkilerin azot gazı ve karbondioksitten dolayı toplanmaması gerektiğine de dikkat çekti. Efendi; “Aktarlara talep yaklaşık 3 sene öncekinden biraz daha farklı. Bugün talep var ama bilinçli insanlar daha çoğaldı. Bundan 3 sene önce ‘aktardan alayım yedekte dursun’ mantığı vardı. Ama şimdi insanımız aldığı an kullanıyor. Bilinçlenen halkımız bu bitkileri toparlıyor da. Ancak yanlış toplayanlar da var. Örneğin; Şehrimiz de Belediyelerimiz tarafından dikilen ıhlamur ağaçlarımız var. Ancak bu ıhlamur ağaçlarında azot gazı ve karbondioksit çok fazla olduğu için toplandıktan sonra kaynatılması gerekir ama tavsiye etmiyoruz. Belediyelerimiz sağ olsun her yere ıhlamur ekmiş ama kokusu için. Bunların tüketilmesini tavsiye etmiyoruz” ifadelerini kullandı. Hüseyin MENEKŞE