ADRES TARİFİ, MARKETSİZ YAPILAMAZ!

Adres tarif etme konusunda kimse elimize su dökemez. Bayılırız ağız tadıyla uzun uzadıya adres tarif etmeye. Kusura bakma bilmiyorum diyemeyiz. İyi kötü tarif edelim diye başlarız söze. Ha…orası mı? Yayan mı gideceksin, dolmuşla filan mı? Yayan! 15-20 dakika yürüyeceksin! Önemli değil mi? Şimdi arkadaş! Karşıya geç, ışıkları takip et, oradan sola dön… Karşına önce A101 sonra tekrar ışıklar çıkacak. Işıkları geç, geçtin mi? BİM var, tam çaprazında Fırın. Fırının sokağından gir… Karşına küçük bir cami çıkacak… Camiyi geç, anayola vardın mı bekle. Az ilerde sağ tarafta üst geçit var… Sakın ha…ana caddeden geçeyim falan deme , Allah korusun! En iyisi üst geçitten geç… Aşağıya indin mi, çiçekçinin böğründe! Hadi Allah işini rast getirsin! Eğer dolmuşa otobüse binilmesi gerekiyorsa, dolmuş durağına, otobüs durağına, varıncaya kadar anlatır, adres sorulanlar. Adres anlatmayı vazife edinmişizdir kendimize. Bu işi, insaniyet adına, insanlık görevi adına yaptım diyenlerimiz de pek çoktur. İyi de… Adres tarifi konusunda ne kadar başarılıyız? Ancak size hazır adres sorulmuşken, sorana göre edebiyat parçalamak, lafı uzatmak, konuyu hakim olduğumuzu göstermek olmazsa olmazımızdır. Bizde adres denildiğinde önemli köşe başları, kalıcı tarif noktaları vardır. Bankalar, camiler, tatlı su çeşmeleri, tarihi yapılar, meşhur kurumlar adres tarifinde bir numaraydılar! Nereye kadar mı? Marketlere! Uzun yıllar yurtdışında yaşamış bir dostumuz, yıllar sonra eski bir arkadaşını ziyaret etmeye karar verince, ilk rastladığı orta yaşlı birine sormuş, elindeki adresi; Adam bak kardeşim demiş; Az ilerden sola dön, karşına A101 çıkacak… Onu geç, az biraz yürü ADESEM var. ADESEM’i buldun mu, sonrası kolay… Sokağın sonuna doğru, Çelikkayalar var. Çelikkayaları geç, gir sağa karşında BİM… BİM’in olduğu sokakta kime sorsan söylerler! Bak anlamadıysa bir daha anlatayım! Şehrimizde çoktan mahalle bakkallarının yerini alan, bakkalları boynu bükük bırakan yeni-yeni marketler, adres anlatmanın yegane dayanakları artık. Kendisine adres anlatılan, BİM’i, Çelikkayalar’ı, A101’i, ADESEM’i bulduğunda, rahatlıyor. Aradığı adrese yaklaştığını anlıyor artık. Şehrimizdeki bu saydığımız marketlerin sayısını bilmesek de, adres tarifi için yeterli olduğunu söylemeden geçmemiz zor. O eski adres anlatımları, bu marketler sayesinde bayağı bir sadeleşmiş gibi görünüyor. Diyeceksiniz ki navigasyon var! Navigasyon varda, kime göre var? Gençlere! Gençler esprili, Navigasyonda konuşan sesin yanılma ihtimali olmadığı üzerine neredeyse yemin edecekler! Ancak, birçoğumuzun navigasyona olan itimadı neredeyse sıfır.Çünkü, biz o türden yalandan seslere itimat edemeyiz! Çünkü, bizi yetiştirenler danışan dağlar aşmış derlerdi. Biz danışacağız, soracağız, varacağımız yere öyle varacağız! Aradığımız adresi mutlaka kanlı-canlı birine soracağız… Anlatanı bir güzel dinleyeceğiz… İki adım gidip bir başkasına daha soracağız… Adresi teyit ettikten sonra devam edeceğiz yolumuza. Adres tarif edenlerden bazısı da ne yapar bilir misiniz? Elinizden adres yazan kağıdı alır… Bir çuval laf söyledikten sonra… Kusura bakma arkadaş… Tanıdık geldi lakin çıkaramadım bu adresi… Kusura bakma, birine daha sor deyiverirler! Güler misiniz, kızar mısınız artık takdir sizin. Lakin; şehrimizde adres tarifi, marketler olmadan yapılamaz desek bize katılır mısınız?