Konya
°C
Yeni Meram
03.04.2015 02:34

'Acıyı Söyleyene Dost Denilmez Ki!..'

A+
A-
03.04.2015 02:34
0
10760
ABONE OL
Dost acı söyler diye bir söz dolaşır dillerimizde. Hem dost olacak, hem size ben herşeyi dobra dobra içimden geldiği gibi söylerim diye en acı bir biçimde söyleyecek! Yol yakınken o dost dediğinizle ayırın yolunuzu! Olmadı aranıza mesafe koyun! Dost acı söylemeye başladığında, yüreğiniz yaralandığında, içinize acabalarla birlikte, nedenler, niçinler çöktüğünde, dostunuzun dostluğunu sorgulamayacak mısınız? İnanın bazı sözler bize ait sözler değil. Dost olmayanın attığı taşın değil, dostun attığı gülün bile yaraladığı gönüllere sahipsek, dost neden acı söylesin ki? Acı söylemeye başlayan dosta karşı, dosttur, vardır bir bildiği diye ne kadar  süre ve kaç kere susabilir, tavır ve davranışınızı değiştirmeyebilirsiniz? Dostsan dostluğu bil diye, haddini aşan, acı söylemenin dozunu artıran dostlarınızı ikaz ettiğiniz hiç mi olmadı? Dost taşa söyler gibi söyler de, kalbinizi kırarsa ne olacak? Arkadaş ben dostluk vazifemi yaptım. Nasıl anlarsa anlasın  diye bırakıp gelinecek mi? Dost görünüp acı söyleyeni dosttan saymak, dostluğun ne anlama geldiğini bilmemektir! Ya da kadrini-kıymetini!.. Üç kuruş için, incir çekirdeğini doldurmayan bir mesele için acı laflar söylemek, dostum dediğiniz insanı, toplum önünde rencide etmek, küçük düşürmek insan olana yakışmaz. Yılanı deliğinden çıkaran tatlı dil, ıslıklar çalarak, engerek gibi muhatabını zehirleyerek, kalplerde haset ve fesatlık ateşleri yakarak ilerlemeye başladığında, taşa söyler gibi sözler sarfetmeye kalkıştığında, başınıza taşlar yağar, kaynar sular, başınızdan aşağıya dökülmeye başlar. İnsan ummadığı yerden, işittiği sözle yıkılır kalır. 'Yiğidi kılıç kesmez, bir acı söz öldürür!' diye ondan söylenmiştir. Ağulu aşları yağ ile bal eden sözleri kimlere saklarız bilmem! Ölüm döşeğine düşüldüğü anda söylenen tatlı sözlerin ne söyleyene, ne de orada olamayan bulunamayan muhataplarına bir faydası vardır! Yaşadığımız bu zaman diliminde dostluğun anlamını, tarifini ve açılımını o denli değiştirdik ki, dost diye elimizi uzattıklarımız, bundan bize bir fayda yok diye, yönlerini değiştirip çekip gidiyorlar! Sonrasında ne selam var, ne sabah! Yüze gülen, insanların arkasından söylemediğini bırakmayan, yüzleşmeler sırasında , bütün yaptığını inkar eden kim? Alınganlıkta üzerimize olmayan, ancak muhatabımızın neden alındığına kulak asmayan da yine bizler değil miyiz? Söz verip sözünden dönen, sır saklayamayan, ağzında bakla ıslanmayan, doğruları söylüyorum diye, aradaki bentleri, duvarları ve köprüleri yıkanların kendimiz olduğunu ne çabuk unuttuk? Acı söylemeyi marifet saymışız! Acıyı söylerken, had ve hudut çizgilerini çoktan aşmışız! Hz. Pir, 'kusursuz dost arayan dostsuz kalır' demiş! Dostun kusur arayanını, dost acı söyler kalkanına sığınanını siz hala dost filan mı sanıyorsunuz? Dost dostu hırpalamayandır! Dost, sizi yüceltendir! Dost sizi incitmeyendir! Dost yaptığı iyiliği. başa kakmayandır! Dost yüzünü size ekşitmeyendir! Dost, gerçekten dostsa canınız yanmaz, çünkü dost canınızı yakmaz, yakamaz! Her ne söylerse söylesin tatlılıkla söyler ki, dostum alınmasın, kırılmasın diye düşünür. Hz. Mevlana'nın bu dünyada ki, tek dostu, Şems-i Tebrizi bu konuda şöyle diyor; "Diyorlar ki dost acı söyler? Acıyı söyleyene dost denilmez ki! Seni sevmeyen acı söyler, dostun sana söyleyeceği acı dahi olsa senin canını acıtmayacak şekilde tatlı dille söyler."
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.