Konya
°C
Yeni Meram

23 NİSAN HÜRRİYET KOKUSUDUR!

23 NİSAN HÜRRİYET KOKUSUDUR!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
23.04.2019 10:44
0
8078
ABONE OL
Yıl 1959…Rahmetli babam Kayseri -Yeşilhisar İlçesinde Emniyet Komiseriydi. O yılın 23 Nisan’ında, bende Yeşilhisar-Ziya Gökalp İlkokulu 3. Sınıf öğrencisiydim. Rahmetli dedem İsmail Hakkı Sunat’ın, o yılların Sınıf Bilgisi Dergisinde yayınlanmış olan, “23 Nisan” isimli şiirini ezberledim sınıfta okudum. Öğretmenimiz beğenince de, 23 Nisan Bayramında, Yeşilhisar Hükümet meydanında o şiiri okuduğumda  9 yaşındaydım. Hükümet Konağının balkonundan beni izleyen annemin, gözyaşlarıyla bana sarıldığı o anı unutamam. Rahmetli dedemin şiiri, “Adım 23 Nisan! / Hürriyet kokusunu /Duyar bende her insan.” dizeleriyle başlıyordu. 23 Nisan hürriyet kokusuydu çünkü… 23 Nisan, Türk Milletine, o emsalsiz hürriyet kokusunu getirmiş, o hürriyet kokusundan alınan ilhamla kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi, mis gibi hürriyet kokusunu içine çeken adsız kahramanların, işgal altındaki vatan topraklarında, hürriyet rüzgarları estirmesiyle, tepeler, ovalar, köyler, kasabalar, şehirler birer birer düşmanın elinden geri alınmıştı. Var olduğundan beri hürriyete aşık, hürriyetine sevdalı Türk Milleti, işgal prangalarını, işgal zincirlerini, hürriyet kokusunu ona getiren Mustafa Kemal’le parçalamış atmış, işgalcileri önüne katmış, Kahraman Türk’ün ünü dünyaları tutmuştu. Rahmetli Mehmet Akif, İstiklal Marşımızın 3. kıtasında, “ Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım / Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım / Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım” derken aynı ruh halini yansıtıyor.   ***** 99 yıl önce tarih 23 Nisan 1920’yi gösterirken, Türk milleti kendine geliyor, kendini toparlıyor, bir ve beraber oluyordu. Ankara, umutların, hayallerin, hürriyet rüzgarlarının estiği bir şehirdi. İstiklal Mücadelesinin kalbiydi Ankara, bahtımız kara diyenlerin, bahtlarının açıldığı, hürriyet kokularının dalga dalga, bütün Anadolu’ya yayıldığı bir şehirdi. İşte o Ankara’da, hürriyet kokuları Türkiye Büyük Millet Meclisi ile taçlandı. Hürriyet kokusunu yüreklerinin derinliğinde hissedenler, kaptı tüfeğini, düştü Ankara yollarına… Kaptı tüfeğini, karşı koydu, Fransız’a, İngiliz’e, Yunan’a… O koçyiğitler Karayılan oldu, Antepli Şahin Bey oldu, Sütçü İmam oldu, Hasan Tahsin oldu, Yörük Ali Efe oldu… Her biri destan yazdılar Anadolu’nun her bucağında… Hürriyet kokusu bir başka yayıldı 23 Nisan 1920 ve sonrasında… Artık bir Meclisleri vardı… Artık bir devletleri vardı… Her şeyden önce inançları ve başlarında Mustafa Kemal’leri vardı. Cepheden cepheye koştu Ayyıldız fedaileri! Binlercesi şahadet şerbetini içti. Ay yıldızlı bayrak, düşmandan geri alınan bütün tepelerde nazlı nazlı dalgalanmaya başladığında, isimsiz kahramanlar, o anı gördü de, verdi son nefesini. Hürriyet kokusunu almışlar, hürriyetleri için, Türk milletinin hür yaşaması için bir gül bahçesine girercesine, şahadete doğru omuz omuza yürümüşlerdi. Zafer kazanıldıktan sonra, tarihçiler 23 Nisan için,  Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında en önemli kilometre taşlarından birisidir diyeceklerdi.   ***** 99 yıl öncesinde Türk çocuklarının babaları cephede çarpışıyorlardı.  Bazıları babaları askere alındıktan hemen sonra doğmuş, bazılarının babaları yanaklarına bir öpücük kondurmuş, bazılarının babalarına da onları kucağına almak nasip olmuştu. O babalar çocuklarının büyüdüğünü  göremediler, hemen birçoğu bir daha geri dönememişlerdi. O devrin Türk anaları kadar fedakar, cefakar analar görmedi tarih. O eli öpülesi analar, mermi taşıdılar cepheye.  Savaştılar, ölümler vız geldi. Yokluk, kıtlık, açlık, susuzluk vız geldi. Hürriyet kokusu onları da sarıp sarmalamıştı çünkü. O günün çocukları, küçücüktüler, Kimi anasının sırtında… Kimi kağnıların yanında, analarının yanı başında, can yoldaşı olarak yayan yürüdüler tozlu-topraklı yolları… Aştılar, tepeleri, dağları… Barut kokuları arasında büyüdü her biri. İşgali gördüler, esaret nedir tam ortasındaydılar… En yakınlarını, akrabalarını, neredeyse bütün sevdiklerini gözlerinin önünde öldürdü işgalciler. Neleri varsa, talan edildi, yandı-yıkıldı, el kondu! Ne anaları korktu kaçtı, ne de o minicik çocuklar. Savaşın vahşetini, zalimliğini, acımasız onca yüzünü gören çocuklardı her biri… İşgalciler vatan topraklarından atılıp, zafer kazanıldığında… Kimi yetim kalmıştı… Kimi öksüz… Kimi hem yetimdi, hem de öksüz! Akrabası, yakını, kimi kimsesi kalmayanlar, olmayanlarda pek çoktu. 23 Nisan neden çocuk bayramıdır bilir misiniz? Türk çocuklarına, yetimliklerini, öksüzlüklerini, kimsesizliklerini unutturan, onları sevgiyle sımsıcak sarıp sarmalayan, bağrına basan, kucak açan, kol-kanat geren, sahip çıkan sevgi dolu bir anlayışın bayrama dönüşmesidir de ondan… 23 Nisan, Türk çocuklarını bir daha ağlarken görmek istemeyen Mustafa Kemal’in, Türk çocuklarına  emsalsiz bir armağanıdır. Çünkü, o güne kadar, hiçbir lider, çocuklar için böylesi bir bayram günü düşünmemişti!   ***** 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 99. Yılı kutlu olsun. Hürriyet kokusunu getiren bu güzel bayramda,  “Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan” diyerek, Gülen yüzlerinizden gülücükler, yüzünüzden neşe hiç ama hiç eksik olmasın. Bayramınız kutlu olsun çocuklar…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.